Özgür Karataş Şiirleri - Şair Özgür Karataş

0

TAKİPÇİ

Özgür Karataş

Zamanında kaybolmuş bir yerden sana uzanıyor ellerim geceyi ' sana ' yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Geceden söz vermiştim kendime sabah ilk işim resmini öpmek olacaktı başucumdaki. Hiç Uyumamalıydım aslında kendi kendime söz vermiştim bütün gece resminle dertleşecektim beceremedim yine tutamadım sözümü uykusuzluk ağır bastı bilmek kaç gün oldu uykusuz. Kirpiklerim, uykuya hazırdı dünden. Ama ben seni düşündüm dayanabildiğim son ana kadar yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Bütün yorgunluğuma uykusuzluğuma, sensizliğime rağmen ben yinede geceyi ' sana ' yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koynuna. Yüreğimin lügatindeki tüm kelimelerimle bir bir seni anlatmaya çalıştım. Biraz öncede dedim ya sultanım dün gece ben geceyi ' sana ' yazdım,yazdıkça hayalin doluyordu düşlerim odam sen kokuyordum her taraf burama buram saçların kokuyordu. Dur durak bilmiyordu kalbim. Kalemin ucundan mürekkep değil bembeyaz yüreğinin mavi denizlerine ' ben ' akıyordum sanki...

Bilirsin, ellerim küçüktür benim. Küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne. Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine.. oysa ne çokisterdim bütün dünyaya haykırmayı sevdamı bütün yıldızlara tek tek ismini kazımayı tutmayı güneşim kulağından gökyüzne boydan boya ismini kazımayı. Hep söylüyorum ya sultanım dün gece ben geceyi sana yazdım


Geceyi sana yazdığımda sen uyuyordun, ağaçlar kuş gibi gülüyordu gönül bahçelerimde, yıldızlar çoktan taç yapmıştı saçlarına. Yanı başında iki melek hayran hayran sana bakıyorlardı. Kalbimi, gönderdim sana yıldızların arasından, öyle güzel uyuyordun ki ruhum daha ilk girdi anda odana kaskatı kesilmişti daha o anda Önünde eğilip yüreğinin soluk alışını izledim. Öyle duruydu ki gözlerin, öyle ılıktı ki nefesin; senden habersiz her nefes alışında nice yetim kırlangıçlar sıcak iklimlere kanatlanıyordu Yağmurun toprağa düşerken nabzı atmıyordu..Çünkü sen uyuyordun.Sen hulyalarda Cenneti soluyor ve huzur şehirlerini bulutların üzerinde izliyordun..Hiçbir sey bu güzelliği bozmamalıydı doğmamalıydı güneş diye düşündüm ruhum hemen yanı başındayken ben geceyi sana yazıyordum.

Devamını Oku
Özgür Karataş

Merhaba aşkım yine ben geldim merak etme bütün sıkıntılarımı omuzlarımdan attım da öyle geldim. sen de beni özledin mi bu gece bilmiyorum ama yıldızlar; gelmezsem bu gece düşlerine, aşkım çok kızar merak eder demişti de o yüzden geliyorum bugün bütün okullarda seni öğretti öğretmenler öğrencilerine ben biliyorum artık aşkım alfabem nedir dilim, lisanım nedir. aşkım hani geçen gece gelmiştim de şuram ağrıyor demiştim de bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı, sol yanım sol yanım çok acıyor aşkım hem de her gün acıyor. Dün sabah yıldızlar taç yapmıştı hayallerimde saçlarına elinden tutup gökyüzüne çıkarmak istedim üzerinde siyah bir elbise vardı yakanda örgüden bir şal, gece olunca yağdırdı yıldızlar tüm mutluluğu saçlarına, bende ağladım, ağladım işte utanmadan, yıldızlar ne oldu dedi düştüm kolum çok acıyor dedim. Yalan söyledim aşkım, kolum acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu. Bugün her zamankinden çok yanında olmak istedim. yıldızlar hayali yanında dedi ama varlığı gibi olmuyor dedim. Ellerimi tutmasını gözlerime bakmasını istedim, yıldızlar tutup getiremem ki dedi, bari kokusunu getirin dedim. ben kokusunu bilmem ki dedi, bende banane dedim ağladım, yıldızlar uzak dedi, sustum ama için için yine ağladım aşkım, ha birde sol yanım çok acıdı aşkım, herkesin sevdiği yanı başında benim ki çok uzakta, benim yıldızım sevgin ne kadar büyükse aşkına o kadar yakın olursun diyor, benim yıldızım sevmeyi bilmiyor mu aşkım? offff benim yıldızım her gün bana türlü türlü nasihatlarda bulunuyor üzülmesin diye söylemiyorum ama bütün sevgililer hep el ele geziyorlar biliyorum yıldızlar seni bana getirmez aşkım. Sabah oluyor ben gideyim artık aşkım güneş bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim yoruyor gün boyu seni izin verme aşkım ne olur yorma kendini fazla uyanınca aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum aşkım bak fotoğrafın yanı başımda hayaline bir kez daha sarılayım. biliyor musun aşkım sana yazığım şiirlerimi şu ajandalarda biriktirdim. Üzerine de fotoğrafını yapıştırıp başucuma koydum her sabah onu öpüp kokluyorum kimseye söyleme ama aşkım bazen de konuşuyorum onunla ne yapayım seni çok özlüyorum aşkım. Haaa! unutmadan yıldızlara yarın sana yeni bir şiir yazacağıma dair söz verdim. Ben bu gece yazmaya başlayacağım kalbimin yazmadığını anlarlarsa bana çok kızarlar ne yapayım ben kalbimden gelenleri hep sana yazdım. Banane kızarsa kızsınlar ben kalbimden gelenleri yalnızca sana yazacağıma söz vermiştim, hem ben neyi nasıl anlatacağımı bilmiyorum ki kalbim biliyor. Senin adın geçince şiirlerimde sol yanım acıyor aşkım hiç bir şey yiyemiyorum bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya aşkım ben fotoğraflarını öpeyim sende gel rüyama beni öp mutlaka gel aşkım sen rüyalarıma gelmeyince sol yanımın acısı ile uyanıyorum aşkım. Sol yanım çok acıyor aşkım. Sol yanım çok acıyor.

Devamını Oku
Özgür Karataş

Bazen Zaman Su olur Akar gider avuçlarımdan bazen de katran gibi bulaşıp kalır bedenime. Her an çırpınır kalbim hasretinle ama bir türlü izin vermez uçup yanına gelmeme zaman. Şu kocaman Dünyada yapayalnızım sultanım bir başımayım, sensizim ve benim yalnızlığım yalnızca sensin. Sen rüzgarla konuş, durma sevgili, Rüzgar getirir bana kokunu uzaklarda da olsan konuş sevgili sesini getirir bana yıldızlar ve gece. Alışamadım bir türlü sensizliğe dayanamıyorum artık hasretin ağır yüküne bak görüyor musun ellerim eskisinden daha çok titriyor, yüreğimde kocaman bir sevda alışamadım sensizliğe sevgili. Yıldızlara sor, Gecelere sor sevgili onlar kaç kez beni gözü yaşlı yakaladılar ve kaç gece yokluğunda buram buram öfke olup günlerce bu şehrin gecelerinde kasırgalar estirdim. Ben ne bilinmedik bir hikayedeyim beyaz atlı prensim ne de ne de imkansız bir masalın baş kahramanıyım. Öyle bir boşlukta asılıyım ki; çaresizim, umarsızım aklımda bir tek sen ne yöne baksam sen varsın öyle bir işlemişsin ki iliklerime ilmek ilmek; her anımı dolu dizgin yaşıyorum hayallerinle. Eylül rüzgarlarında, ve yine bir eylül akşamında sevdim seni zaten bir eylül rüzgarıydı kokunu bana getiren. Bir eylül rüzgarı sadeliğindeydin seni ilk gördüğüm anda ve bir bardak su kadar berraktın. Gülüşün vardı gülleri kıskandıran ve gözlerin; içerisinde gizemlerin oldu gözlerin. Ben senin en çok gözlerini sevdim. zaten gözlerin değil mi beni her gece uykusuz bırakan sabahlara kadar hayallerimden çıkmayan. İçersinde her zaman düşmeye hazır bir damla gözyaşı olan gözlerin. Sen gül yalnızca gül; eylül akşamlarının hırçınlığına rağmen gül eylül rüzgarlarına doğru gül gül ki benimde güller açsın bahçelerimde umutlarım tekrara yeşersin, ağaçlarım çiçek açsın gülüşünü gönder bana eylül rüzgarlarıyla. Kokunu gönder bana ölümü kıskandıracak konu gönder bana gönder ki huzur bulayım gönder ki yaşama sımsıkı bağlanayım. Gönder ister kokunu, ister gülüşlünü gönder bana gönder ki kanatlanıp geleyim yanına yağmura çamura fırtınaya rağmen geleyim ellerimdeki cam kırıklarına inat sımsıkı sarayım seni. Uçurumları sevenlerin kanatları olurmuş kanatlarım yok tu ama ben yinede seviyorum uçurumları. Eylül rüzgarlarının sert sert estiği nice şiirleri sana seslendiğim uçurumları seviyorum ben. Aslında ben içinde bir damda sen olan her şeyi seviyorum. Bir parça gülsün gülüşünle yeni açmış bir goncasın topraksın, havasın, yağmursun, eylülsün sen her şeysin her şeyde bir parça sen bende seni sevdikçe yaşamayı yaşamayı sevdikçe de seni seviyorum sensin benim yaşama kaynağım. Sen benim üzerime yakışan en güzel elbisemsin yıllardır üzerimden hiç çıkartmadan yıllarca üzerimde saklamak istediğim. İyilik meleğimsin zor günlerimde sıkıntılarımda bana huzur veren içimi sevinçle dolduran iyilik meleğimsin seni seviyorum iyi ki varsın.

Devamını Oku