Hangi dönem gül, gülistan,
Hangi zaman yoksullara huzur getirecek?
Hangi güneş ırklara, inançlara, dillere,
Renklere, böceklere, cinsiyet farklılığına bakmadan
Herkese ama herkes eşit doğacak?
Birde merak ettiğim,
Hangi din hangi vakit…
İnsanı insan olduğu için sevecek?
Dünlerimi, çocukluğumu,
Geçmişte kalmışlığımı,
İtilip kakılmışlığımı!
Yüreğime kazdığım acı anları
Tüm olumsuzluklara rağmen,
Zar zor olsa da,
Barış için, özgürlük için…
Üzerine topraklar serperek
Kapattığımı söylüyorum bir kez daha,
Kürtlüğümden utanmadan!
Farklılığımla övünmeden,
Devrimciliğime laf söyletmeden,
Herkesin ban kardeş diyeceği;
Yaşamı eşit kılacağımız,
Zamanı bekliyorum dört gözle.
Kürt olduğumdan sövüldüm,
Çok da dövüldüm!
Yoksulluğumla ezildim,
Solcu oldum hak, hukuk dedim,
Nazım, Yılmaz, Ahmet gibi…
Sevilmedim her yerde kovuldum!
Bir ara musallat oldular bana
Beni zoraki namaz götürdüler,
Orda da hak, hukuka rastlamadım!
Allah’la kul arasına girenleri,
Kendini peygamber sananlar gördüm.
Kimsenin kimseyi küçümsemeyecek,
Sömürmeyecek, kandırmayacak!
Yarınlar bekliyorum umutla.
Filistin’de Kürdistan’da,
Bosna ‘da çocuk seslerini duydum
Halepçe’de acıları yaşayarak,
Zehirlenen bebek iniltilerini!
Kosava’da ki ölen yavruların,
Diyarbakır’ da ki tutsak
Çocukların çığlıkları gibi;
Şu eşkıyalar düzeninde
Bir daha katliamların olmaması için
Halkları barışa götürecek,
Devrim yolunu bekliyorum;
Tüm insanlar için,
Doğu’dan batıya doğacak güneş gibi!
Özgürleşecek bir dünya istiyorum
30.08.2010
Yıldırım
Kayıt Tarihi : 31.8.2010 16:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!