Bizim çocukluğumuzda;
Sokaklar bizimdi sonuna kadar.
Oynardık durmadan, bıkmadan, usanmadan,
Körebe, seksek, saklambaç…
Oyuncaklarımızı kendimiz yapar,
Kendimiz oynar, kendimiz bozardık.
Her şeyi paylaşırdık kardeşçesine.
Bizim için geceler:
Akşam yemeğiyle başlar,
Yine akşam yemeğiyle sona ererdi.
Bazen, geceleri bir evde toplanırdık:
Gaz tenekesini üzerindeki,
Lambanın pörsümüş ışığı etrafında,
Kelebekler gibi uçuşur, koştururduk.
Loş ışıkta ağır aksak oyunlar oynardık.
Gaz lambasının etrafına,
Uzanırdık boylu boyunca.
Önümüzde kitap, varsa defterler.
Okurduk, okurduk…
Vaktimiz boldu:
Bizi sınırlayan bir şeyde yoktu.
Biz bağımlı değildik: özgürdük.
Dizileri bilmezdik,
Çizgi film hiç görmedik.
Bizi kendine bağlayacak televizyon yoktu.
Çünkü elektrik yoktu.
Biz bağımlı değildik: özgürdük.
Özgürlüğü yaşadık doyasıya.
Büyüklerimizden masallar dinledik;
Aynı şeyi onlarca: bıkıp usanmadan.
Bazen masal kahramanı olduk rüyamızda:
Naralar attık, ağlayarak uyandık uykumuzdan.
Ama biz özgürdük,
Çocukluğumuzu doyasıya yaşadık,
Alımlı oyuncaklarımız olmasa da.
Dolunay…
Dolunayın olduğu geceler bir başkaydı.
Tüm çocuklar,
Ay ışığında sabaha kadar oynardık.
Sokaklar, geceler bizimdi bu gecelerde.
Buna mecburduk,
Çünkü bizim sokak lambalarımız yoktu…
Kayıt Tarihi : 14.4.2005 08:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Duran Çetin](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/04/14/ozgur-cocuklugumuz.jpg)
bize de öçzgürlüğümüzü hatırlatıp
iki nefes aldık sayende
tebrikler
bir çocukluk şiiri senden candost bir de benden olsun bari dedim va işte sayfana ekledim.
saygı ve sevgiler kardeşim Duran
Çocukluk Yıllarımız
Ne Affan Dede kaldı,
Çocukluğumuzu bize satacak.
Ne de yaşıtlarımız.
Bize o günleri hatırlatacak....
Hepsi göçüp gitmekteler,
Üçer beşer...
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Böylesi üst üste değildi dertler,
Evler yükselmiyordu kat kat.
Bahçeli evlerle doluydu,
Erzurum,Çumra Manavgat....
Yediğimiz her şey bahçemizdendi,doğaldı.
Soldurmuyordu benzimizi yapay gıdalar,
Yanaklarımızsa; al aldı.
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Oyuncak falan almazdı babalarımız,
Mutluluk çok,ama para yoktu...
Erkeklerimiz yaparken kendileri toplarını,
Kızlarımız bebeklerini eski bezlerden yapardı.
Nasırlaşan yalnız elleri,ayakları değil,
Yürekleriydi analarımızın sevgiyle.
Bizler donanalım diye bilgiyle.
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Her hava karardığında,
Yemekler yenir,
Sokaklarda saklambaç oynanırdı.
Annelerimiz tarafından bile ip atlanırdı.
Şöyle düşünüyorum da....
Hele Ramazan Günlerini,
Davulcunun peşi sıra biz de giderdik..
Davulu ısıtmak için yanan ateş değilmiş meğer,
İçimizi ısıtan.
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Çarşılar bir başkaydı o zamanlar.
Günümüzde olmayan meslekler vardı.
Kalaycılar; tencere,tabak kalaylar,
Güğümleri,ibrikleri yepyeni yaparlardı.
Nesli tükenmek üzereyken yetişsem de,
Semercileri de tanıdım.
Nedendir bilmem,
En çok seyrettiğim nalbantlardı.
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Televizyon denilen bir alet varmış,
Şöyle bakılınca,lokum kutusu kadarmış,
Dünyanın her yerini görürmüşsün,,
Denilen günlerdi.
Televizyon nitekim Türkiye’ye geldi,
Çok geçmeden bizim eve de girdi.
“televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız”
Uyarısından sonra başlardı şiddetli gürültü.
Ama çok güzeldi.
Bir kanal ardı ve herkes onu seyrederdi.
Cumartesiler iple çekilir,
Yerli film seyredilirdi.
Kimse anlamasa da,
Halâ Pazar Konserlerinin önemini.
Ne yaşamışsak,hepsi dünlerdedir.
Güzel günler hep, dünkü günlerdedir.
Mustafa EROL
15.AĞUSTOS.2006
MANAVGAT
TÜM YORUMLAR (3)