Beni öldü sandılardı
Bir kenarına tutundum
Işıksızlığın.
Yılanlar kendi aralarında
ıslık çalıyorlardı
ak düşler görüyordum o sırada
Artık zamanlarda işleyen
bir demir akrep
ağır ağır
eze eze
hakikat olanı
savurmuyor zamanı
Şetaret bir sokak adıydı ömrümde
Işıksız ve tenha ve lanetli ve kapanç
Ah dedikçe gözlerimde balkonlar çöktü
Saksılar savruldu ve aktı gözyaşı ve hüzün ve aşk
Mazgalsız bir sokak ne kadar çaresiz yağmur yağarken
Ve yağıyor yağmur ve ıslak ve kaygan ve küflü
Güneş doğuyor
nikotin sarısı pişmanlıklarla,
mevsimler geçti yanından
haberin yok.
Oğlum var ya
Hugo Sanchez gibi adamsın
Bomboş bir sağanak
Artarak çoğalıyor zamanda
Kentin her köşesi sular altındadır.
Saatler yıksulluğu tanımlayamaz
Savrulup duruyorum
Zaman düşmanımdır.
Ben kendimleydim sissiz ve hissiz bir gece dönüyordu kalbimin kışlasına
Yalnız ve metruk ve kamil ve meczup
Dört mevsimi birden soluyordum
ışık bahçelerimden çekilmişti
Kuyularda aksini ispat edemeyen yabancı bir cisim gibi sahipsiz
Ve bir münzevi kulübesi gibi tere kesmiş buharlı camlarıyla
Gül ve haç , Leylak ve minber
Sesler yükseliyor kurşuni geceden
köprüden ömürler sarkıyor
Korkuluklar bekliyor kubbeleri
Bozulmuş kan rengi caddelerde
Güzel yüzlü çocuklar yürüyor
Çatıların altında
Altın alyans barında
Alyans parmağa dar
Parmak yürekten ince
Yürek mi? gönül mü? kalp mi?
Gönül aşka dair
Gözlerin olmasaydı ben de olmazdım,
Birden bir alev sarardı tüm kenti
Kaçıp kurtulamazdım
Gözlerin olmasaydı ben de olmazdım,
Ne zaman bir yağmur başlasa inceden
Zaman, simsiyah izler bırakarak
ardında geçip gitmektedir.
Odalarda, boyalı camların ardında
Solup gitmektedir her gece
İnsan olmuşluğumuz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!