Bir varmış demekle bir olmaz,
Bir yokmuş demekle de
O yok bulunmaz…
Çok evvelki zamanların birinde
Bir merak,
Bizim buralardan uzaklarda
Tılsımlı bir tarak,
Beyler sarayında yaşarmış berber elinde,
Bazen sultan saçında
Bazen de Keloğlanın kelinde,
Bu sırada yoksullar handa berber bekler
Ah ile,
Suratı ustura kesiğiyle dolan yasta imiş
Vah vah ile.
İşte,
Böyle olur pirelerden berber yaparsan,
Sonunda birinden gicimik,
Diğerinden uyuz kaparsan.
Derler ki
Vakti zamanında tellâl deve baştan aşarmış,
Ağaların konağında bir masalcı yaşarmış.
Başlarmış masalına bir alt derede,
Bir üst tepeden,
Altın bilezikten girer,
Çıkar imiş gümüş küpeden.
Bir varmışla başlarmış yokuş çıkmaya,
Bir yokmuşla devam edermiş saraylara bakmaya…
Zamanımızdan çok önce,
Bir derede bir hokka,
Tılsımlı arabanın tekerleğinde tıngırdar altın toka,
Olacak.
Tekerlerin tekerlendiği bir ülkedeyiz nihayeti,
Taraktan tokaya kadar niye sürdük ki bu hikâyeti?
Tepsi tepsi baklavanın şekerlendiği bir yerdeyiz,
Al küheylan üstünde
Gümüş sıvatlı bir eyerdeyiz.
Bir ülke varmışsa gider kuşatırız orayı,
Gösteririz!
Baştaki kötü kralına akla karayı…
Orası masalların döndüğü bir fırıldaksa sözlerde,
O sözleri mantar gibi pişiririz kızıl közlerde,
Baklavanın ardından
Ne de hoştur şu mantar,
Duyduk ki
Filan masalda eğri tartar bir kantar.
Çocukların kuş gibi sevindiği
Bir yer yok mu Allah’ım?
Ne zaman sönecek
Dilimdeki bu ahım?
Buna öfkelendim işte, “Açılın bre! ”
Söyledim ağzıma geleni,
Duydu o berber pire.
Bir hayli söylendim ya
Yakası açılmadık söz ile,
Aldım başımı çıktım dışarı
Mantardaki köz ile.
Görmeyin gidişimi
Bir yalpa ki bir yalpa,
Sözlüklerde yazar mı nedir ki bu “sapa? ”
En alası bakmadan sağa sola,
İşte sonunda girdim o sapa yola.
Az gittim,
Uz gittim;
Dere, tepe düz gittim…
İmdat!
Tekerlememin içinde yittim…
***
Kayıt Tarihi : 27.2.2014 06:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!