Yağmurun kulağına fısıldadığı kum tanesi
Rengini denizden alıyorsa
Gün geçmeyecek
Vuracaklar prangaya yağmuru
-Dul gömleği- diyorlar bize
zaman aç karnına kemirirken tırnağını
tedirginliğin avlusuna
demirden düş kesikleri sürdüm
yaralı iki cümlenin aksaklığa dönmesiyle döküldüm çöle
annemin beni attığı bir çukurdayım
kaburgamda zamansiz bir çağ keşfettim
yağmurun hışmına uğramadan
geçmeyin yanımdan
Sonra soğuk kış geceleri geçti aramızdan
Papatyalar öldü
Güz sarısı bir fırtına koptu ardından
Dolunaya yetişemedik
Yatağımdan saçlarıma sinen kokun
Keskin bir ağrı sonrası
Dört numaralı bir isim buluyorum
sanırım kendime
Tuttuğum bütün ipleri kesiyorsunuz
Bana tarihi hatırlatan imla hatalarımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!