Yolda yürüyorken tanımadığınız birisi sizi çevirip yakanıza “Akdeniz mavisi bu” diyerek bir nazar boncuğu iliştirse,
perkta küçük bir çocuk minik parmakarına sıkştırdığı bir tutam yolunmuş yeşil çimeni size uzatsa.
uzun zamandır duymak istediğiniz pembe cümleyi aniden en istediğiniz kişi kulağınıza fısıldasa,
elinize aldığınız çok eski bir kitabın sayfaları arasından sevgiyle size bakan bir çift ışıltının olduğu kenarları yıpranmış siyah beyaz bir sevgili fotoğrafı çıksa,
ipek yolunda gidiş gelişlerin ritmik salınımı saatinizin tiktakına takılsa,
o anda kokulu mektup zarflarını anımsatan tarçın tütsüsü odanızı doldursa,
postacı yolu beklerken yüreğinizin dudaklarınızda atışını engelleme çabalarınızla yanaklarınız kızarmasını anımsasanız,
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum