Yolda yürüyorken tanımadığınız birisi sizi çevirip yakanıza “Akdeniz mavisi bu” diyerek bir nazar boncuğu iliştirse,
perkta küçük bir çocuk minik parmakarına sıkştırdığı bir tutam yolunmuş yeşil çimeni size uzatsa.
uzun zamandır duymak istediğiniz pembe cümleyi aniden en istediğiniz kişi kulağınıza fısıldasa,
elinize aldığınız çok eski bir kitabın sayfaları arasından sevgiyle size bakan bir çift ışıltının olduğu kenarları yıpranmış siyah beyaz bir sevgili fotoğrafı çıksa,
ipek yolunda gidiş gelişlerin ritmik salınımı saatinizin tiktakına takılsa,
o anda kokulu mektup zarflarını anımsatan tarçın tütsüsü odanızı doldursa,
postacı yolu beklerken yüreğinizin dudaklarınızda atışını engelleme çabalarınızla yanaklarınız kızarmasını anımsasanız,
göz yuvalarınız -ha düştü aha düşecek- damlalarla dolsa,
gerdanınızda firari bir ter damlası gezinse,
işte tam da bu anda denizden serin bir dalga ayaklarınızı yalayıp parmak uçlarınıza istiridyelerden çaldığı inci taneleri bıraksa,
gözlerinizi kaldırdığınızda Yelkenlerini nefesiyle doldurmuş bir gemiden atlas mendil sallayarak yılların derinliğine bıraktığınız candaşınıza kavuşma anını muştularken gamzenizde goncalar açsa
mutlu olur musunuz?
Bu gün bana böylesi bir duygu sadece minicik bir MERHABA ile yaşatmayı başarabilecekken susana MUTLU OL DİYORUM.
Kayıt Tarihi : 18.9.2009 21:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
fakat son..
öyle bir son ki fevkalade ve hatta ötesinde..
kimisine tokat kimisine letafet kimisine de eziyet veya meziyet..
şair kelimeler ardına saklamış incemsi duygu kalıplarını, öylesine ince ince limelenmiş ki böylesine bir son kaçınılmazdı..
baştan sona dek hiç susmayan şair susana yine metanetli yaklaşıyor ve aslında el altından mıhlıyor..
bu şiirden bir çok şiir çıkar, şahsen bende çıkarmaya çalışacağım :)
saygı ve teşekkürler,
tebriklerimle..
TÜM YORUMLAR (3)