Bileziğinin çalınmış olması ne kadar umurundaydı belli olmuyordu ama yıllardır aklına besleyip büyüttüğü, kendisine idol aldığı, hayranı olduğu, otrişler ve pırıl pırıl giysiler içerisinde muhteşem sesiyle nağmeden nağmeye geçişini ağzı açık dinlediği o adam bu muydu?
Çok şişmandı.
Çıplaktı.
Her yeri sarkmıştı.
Melek öğretmen, Yıkılan bir dünyayı izler gibi istemeden büyümüş olan göz bebeklerini dikti bu anlamsız görüntüye.
Öyle bir bakıştı ki bu, tarifini epey sonraları öğrenecekti.
Zeki Müren’in o gün bileziği çalınmış o da kendisini bardaklı koyunun sessizliğindeki güneşin altına sere serpe bırakmıştı.
Melek öğretmen Zeki Müren’in orada olduğunu öğrenir öğrenmez, dürtüleri ile hareket ederek onu görebilmek için nefessiz sahile gittiğinde bu anlamsız görüntüyle karşılaşmış ve büyük bir sarsıntıyı atlatmaya çalışırken bakışlarını Bodrum Paşası yakalamıştı.
O yaz sıkça karşılaştılar.
Ota çöpe, gelene gidene, uçan kuşa selam veren bu yetenek harikası Melek öğretmene asla selam vermemeyi de başarıyordu. Yaz boyu sahilde sokakta veya barda at boncuğu satan dükkanların önünde veya Han’da bar başında rastlaşmalarının hiçbiri selamlaşmaları içi sebep olmuyordu. Gurup halinde gezdiklerinde bile gurubun diğer hanımlarının isimlerini öğrenerek onlara ismiyleriyle selam veren bu ulaşılmaz insan Melek Öğretmene selam vermiyordu.
Mütevazı öğretmen maaşı ile yapılabilecek tatil yapılmış ve gurup olarak Bodrum’dan ayrılmışlardı.
Gece gündüz büyük hayranlıkla dinledikleri o sesi Melek gene dinliyor ama bir yandan da yaşadığını anamaya çalışıyordu.
Gün geçti devran döndü ve yeniden yaz tatili geldi.
Aynı gurup yeniden Bodrum’a gitti.
Bu kez Bardakçı koyundaki pansiyonda yer yoktu. Bodrum şehir merkezinde bir yere yerleşmişlerdi.
O yıllarda insan sayısının çok az olduğu bu sahil kasabasında gene Paşa’yla karşılaştılar
Bir yıl aradan sonra Zeki Müren Melek öğretmene gülümsüyordu. Melek öğretmen de gözlerini ona dikmiş, gene selam vermeyeceğinden emin, öylesine bakıyordu. İlk yılın şaşkınlığı ve afallamışlığı yerini kabul etmişliğe bırakmıştı.
Zeki Müren bütün sıcaklığı ile “Merhaba hoca hanım, bu sene gözlerinizdeki nefret ve bana bakışınızdaki ezicilik yok olmuş. Artık size rahatlıkla selam verebilirim” dedi.
Melek şaşırmıştı. Zeki Müren hiçbir şeyi unutmamıştı.
Yaptığı her şey bilinçliydi.
Hayran olduğu bu büyük sanatçının neden bu kadar büyük olduğunu da anlamıştı.
Sevgiyle gülümsedi.
Sık karşılaştılar.
Belki çok sık sohbet etmediler ama sık selamlaştılar.
Zeki Müren bu mütevazı gurubun kendisini rahatsız etmeyen. Kendisine hayran, ilgili bir gurup olduğunu da çok iyi anlıyordu.
Nihayet bir gün evine davet etti onları.
Tatlı bir espriyle kızları 'kız kıza' sohbete davet ediyordu. :)
Bu İnanılmaz bir şeydi.
O yılarda kredi kartı yoktu
Paraları çok sınırlıydı hepsinin
Dönüş biletleri alınmıştı
Ertelenemezdi
Daveti kabul edemediler
Badakçı koyunu, Bodrumu, At boncuğu satan dükkanları, bedava tatlı su alabilmek için yürüdükleri yoları Raşit’in kahvesinin önünü, her şeyi mutlulukla anımsadı Melek Öğretmen, ama bu çok özel davete gidememiş olmanın sızısını asla unutamadı.
Ve “üstüne başka güneş gelmeyecek” dediği Zeki Müren’i “Bu günkü aklım olsaydı, Ah bu günkü aklım olsaydı” diyerek dinledi dinledi dinlediiii…
Tamay Önal PolatKayıt Tarihi : 15.4.2010 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Recep Uslu
içimizdeki tüm meleklerin kirletmişliği olan o haytın telaşı, yarının , korkusu, geçmişin korkusu o keşkeler.. keşkeler...
sevgi dolu bir dünyam var dört yanımda tüm insanlar (x2)
dünya malı neye yarar dostluklarla yaşıyorum (x2)
şiirlerde romanlarda (x2)
gelmiş geçmiş zamanlarda (x2)
tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum (x2)
sevgilerden nakışlarla mutlu mutsuz bakışlarla (x2)
kalpten kalbe akışlarla alkışlarla yaşıyorum (x2)
ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var (x2)
herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum (x2)
ne köşklerde ne sarayda (x2)
ne dünyada ne de ayda (x2)
benim yerim çok uzakta dualarla yaşıyorum (x2)
şarkılara duygu seren çilelere göğüs geren (x2)
dertli gönüllere giren işte benim zeki müren (x2)
TÜM YORUMLAR (4)