Soguktu yine yagmurlu bir kış akşamı.
Üç yigit yürek adana gecelerine dadandık.
Umut içimizde kor gibi yanmaktaydı.
Çünki yüreklerimizle oradaydık.
Masamızda bir yetmişlik rakı.
Ankara garında bir kış sabahı.
Ellerim buz tutmuş,
Şehir, buz tutmuş.
Kimbilir hangi semtin,
Hangi mahallesindesin.
Koskoca ankara olarak aklımdasın.
Yalnızlık senfonisi yükselir,
Gömerken seni, karanlıklarıma.
Birdaha olmayışın, çaremi sanki, duygularıma.
Biter işte bu yürek, geride bırakmışlarınla bir...
Odamda halâ kokun, bense perişan sersefil.
çizmeliyim çaresizligimin resmini
tutup ellerinden
sanada göstermeliyim
melek rıhtımında
kepezler arasında
başı boş
Soguk yetimhane duvarlarında.
Kaybettim çocukluğumu.
Minik dünyanla hayal edebilir misin?
Anne yokluğunu.
Bu yüzden sevemem.
Annesizlik duygusunu.
Bir eski musiki,
Bir eski zamandır anılar.
Kaybolur dalarsın geçmişine.
Elinde resimler, kartpostallar.
Ve siyah beyazdır aşklar.
Hani hep saklı durur,
Bagışla beni albatros.
Vurma kendini koylara.
Saçma tüylerini.
Görünüşüme aldanma.
Gözyaşların sarmaz.
Tuz basar yarama.
umursanmadı pandomimci
komikti
omuz attı
kaldırımdan geçen
herbir yabancı
kısacık paçaları
Ölüm yıldönümüm bugün.
Toplanmayın leş kargaları gibi,
başıma.
Yalnızım
Hükmüm geçmiyor vücuduma.
Rüzgarların semeresini çekiyorum,
senenin herhangi bir ayı
farketmez seni anlatmama
ama aylardan temmuz
ve igrenç bir çukurova ayı
insanlar sarhoş caddelerinde
bense betonlar arasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!