Sana aşık olmak,
Güneşi sevmek gibi!
Kavuşulmaz, kaçınılmaz.
Benim güneşimsin,
Sana yaklaşınca
Yanıyorum, yok oluyorum.
Karadeniz kadar güzeldin
Yayla kadar serindi gözlerin
Dalgalar kadar çetindin,
Ve bir dere sesi gibi sakinliğimi süslerdin.
Gözlerinlen fındık gibi bakardın
Ben kasımda babamı kaybettim,
Bir biyolojik babamı
Bir de milletin babasını.
Ben babasızlığı kasımda öğrendim
Bir evin babasıyla,
Bir de vatanın...
Sensiz hayat tatsız demiyorum,
Ya da tuzsuz,
ve yahut şekersiz bir çay
Demiyorum sensizlik için.
Her zamanki duygularla anmıyorum seni
Çünkü sensiz olmak her zamanki gibi,
Kış mı güz mü belli olmayan bir günde
Kestaneler düşüyordu yerlere
Her kestane düşerken gerçekleri yüzüme vura vura düşüyordu
Bir daha dönmezcesine,
Dallara son kez dokunurcasına
Düşüyordu kestaneler yaprakların arasına
Ben rabbimi unutmam
Rabbim beni unutmaz
Rabbim aç bana kapılarını
Sana yürüyelim,
Hakka yürüyelim!
Yaşamak şakaya gelmez mi?
Bence yaşamak tam da şaka gibi
Hayatın acımasız ve acılı yanlarını
Hemen unutuyoruz bir ezgiyle, birkaç tatlı mısrayla,
Oysa hayat kadayıfın üstündeki kaymak değil ki.
Çünkü yaşamak evindeki unutkan baba kadar acı,
Oku,
Yaradanın adıyla oku,
O seni alaktan yarattı
Oku,
Yaradanın adıyla oku,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!