Ozanın tarifi olmaz mı kardeş?
Derya, deniz gibi coşar ozanlar.
Sazı, sözü varken durur mu yoldaş?
Özgürlüğe doğru koşar ozanlar.
Gelenek, görenek bağlamaz O'nu,
Eğer karanlıksa menzilin sonu.
Hakça değil ise adalet donu,
Engeli, tabuyu aşar ozanlar.
Dinli, dinsiz diye insan kayırmaz.
Yoksul, düşkün varken zengin doyurmaz.
Evrenseldir sınır koyup ayırmaz,
İnsanlık peşine düşer ozanlar.
Gerçeği gördükçe yazar tezini,
Eseriyle belli eder izini.
Çağa göre ayar eder hızını,
Uygarlık rayını döşer ozanlar.
Üstadından feyiz alır, el alır.
Kimi mürşit olur, kimi kul kalır.
Eğriyi, doğruyu ayayıp bulur;
Bazen olur beşer şaşar ozanlar.
Pir Sultan asıldı arş’a dayandı,
Mansur’la Nesimi kana boyandı.
Taptuk ile Yunus, Hakka ayandı;
Ölseler de ismen yaşar ozanlar.
Sazıyla sözüyle hayali gezer,
Haramı, hileyi gönülden süzer.
Mızrabın gücüyle oyunlar bozar,
Kirli çıkıları deşer ozanlar.
Türküyü, destanı temalı yazar...
Güzele, çirkine beyitler dizer.
Lebdeğmez atışır, muamma çözer;
Sevgiyle dolmuştur, taşar ozanlar.
Emanet Ozan'ım ben böyle gördüm,
İnanmadım ehli kâmile sordum.
Gerçek ozanlığın sırrına vardım,
Hak için kazanda pişer ozanlar.
Kayıt Tarihi : 7.3.2010 18:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)