Ağıtlar yakılır, Avşar elinde
Destanlar okunur, Çamlı belinde
Fıratın şahlanan, şanlı selinde
Gürleyen sesine, kurban olayım
Heybetiyle Erzurumun barına
Deli poyraz gibi, eser sineme
O yarin ahvalı, yıkar gönlümü
Bir kaş atar, deli deli dideme
Bakışıyla yarda, sıkar gönlümü
Ferhat sevdasını, gürz'e ekerken
Dokunmayın şu yarama
Dertli dertli kanar olsun
Bundan sonrada arama
Ya gider ya döner olsun
Git demesi kolay söyle
Sevgi çiçeğini, dermek istedim
Gözünün üstünde, kaşın var dedi
Gönlümü yoluna, sermek istedim
Senin hayallerin, düşün var dedi
Kadere boynumu, eğipte durdum
beşeriyet kapısı, sen bir nesil derensin
ve ilmin ışığını, yolunu gösterensin,
sen topraktan olanı, sonsuzluğa verensin,
tüter sonsuza doğru, öğretmenle ocaklar,
can ile bağlıyız, sanmıştım amma
uymadı güzelim, huyun uymadı,
özüne mayana, yanmıştım amma
hamura katılmış, suyun uymadı
çekmedin kem lafı, sözün incitir
Ey, El- Mescid’ül Haram, ey muazzam Beytullah,
Ordusunu bekleyen, bir mübarek fetih var,
Senin ordun bu ordu, La galibe illallah,
Azı galip eyleyen, Bize, Hak’tan fütuh var,
Ordusunu bekleyen, bir mübarek fetih var.
Yeryüzüne damla düştüm
Bir desturla kana geldim
İniledim gamla düştüm
Beden ile cana geldim
Ya Muhammed cehr'im Ali
sana neler neler yazardım amma
bana bu ilhamı veremiyorsun
Gönül bahçende gezerdim amma
Sen bir gülü bile, deremiyorsun
kem göz düşmüş bu sevdanın bahtına
canım yanar yürek yanar öz yanar
oturmuşsun kelamımın tahtına
mısra yanar beyit yanar söz yanar
yar eyledi yollarımı yar benim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!