Posoflu ozan ibrahim ŞekerogluARDAHAN POSOFLI ASIK ZÜLALI babanin yegenidir 1970 yilli baslarinda Posofta ASIK ZÜLALI Kôyûnde dûnyaya geldi uzun zaman gurbeti yasadi ,yillarca ôz vatan topraklardan ,
Turkiyeden uzak kalmasina ragmen vatani memleketi ozanlarini bayragini ezanini unutmadi, memleket vatan bayrak ezan gurbete ôz diyarlari çesitli eserler yazdi bu eserleri 4 kitap halinde yayinlamaya hazirlaniyor ilk kitabi Ben Posofun asigiyim eseridir,Bôlgedeki  çestli ozanlarla atisma seklinde siirleride vardir su an 1000 fazla siiri var Asik zûlali kûltûr dernegi baskanligi gôrevi yani sira ASIK ZULALI anma programlarinada katkida bulunuyor ,Siir ozan agirlikli çesitli programlara etkinliklere katilmaya siirler eserler  yazmaya halen devam ediyor 
 
 
Eserleri
ÖZÜ BEGENMEZ 
Kulağı alışmış batı pop dinler,
Gelirde mecliste sazı beğenmez, 
Türkü duysa beyne çıkıyor cinler,
Ala Turka müzik sözü beğenmez.
Hayran olmuş hain bizansa ruma 
Kiblesi kaybolmuş bilmez ki cuma 
Papaz büyülemis hayali Roma 
Osmanlı ya düşman özü beğenmez.
Nuh derde bir türlü peygamber demez 
Meks Donald uşağı Hıngali yemez 
Rızık bilmez Soysuz Besmele çekmez 
Sofraya oturur kazı beğenmez.
Bir gûn selam vermez dosta kardeşe 
Saygi duyar ipsiz haine leşe 
Vicdansizi sever hayran keleşe
Ne Tûrkû Ne Kûrdû Lazi begenmez
Akli felsefeye hayale dalmiş
Cehalete hayli mesafe almiş
Üst ûste yillardir sinifta kalmiş
Namaz niyaz bilmez cûzû begenmez
Monşeri môsyôyû dailma sayar 
Ekselansi sever modaya uyar 
Her gûn başka çeşit maskeler giyer 
Allahin verdigi yûzû begenmez
Her yaninda yalan iftira foya 
Yûksek taban takmiş bacaksiz boya 
Namus dersen gûler kalmamiş haya 
Edeple okuyan kizi begenmez .
Şekeroğlu bunlar bize yabani
Ne kôkû belidir nede tabani 
Salaklikta geçmiş inek şabani 
Hakikati gôren gôzû begenmez
Posoflu Ozan Şekeroğlu 02 -03 -2019 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!