Hepimiz müstakbel ölüleriz...
Bunu aklımızın bir köşesinde sürükleyerek yaşasak,
Daha iyi olur sanki..
Güneşin kurutamadığı beyinleri,
Korkuyla, copla, tekme tokatla,
Resmiyet kokan romantizmle,
Para basan futbolla,
Beyinsiz program sunucularıyla,
Boğazımızda hep aslan pençesiyle,
Ilık bir mart akşamında ruhumu okşayan
Sıcak bir rüzgarın hoşnutluğudur bu sessizliğim.
Ve soğuk bir kışın bıraktığı yorgunluktur bezginliğim.
Elbet ben de yaşlanacağım,
Cebimde bilyelerim,
Elimde bastonum,
Palyaço ayakkabılarım,
Ve bitmek bilmeyen gülümsemem..
Çoğu yalan da olsa tebessümler.
dikkat et! dedi gafile mazlum.
Dünyada ki biricik sevgilisi
Kollarının arasında son nefesinin faizi
Kullanmadan önce.
Ve o sevgili kanatlanmış uçarken
İnsanların gözlerinin içine bakıp,
Hayaller aleminden getirdiği,
Masalsı yalanlara inandırıp,
Sonra kayıplara karışan
Şerefsizlerin vay haline.....
Çocukluğumu zaman makinesinde yaşlandırıp,
Uykusuz gecem şahittir..
Karanlıkta büyüttüm ben çocukluğumu,
Her ağlayışında vasabi bastım acılarına,
Ondandır yanık sesi.
Titretir yürekleri..
Ahh bi duyabilseniz..
Neden bu şikayetler..
Herşey sizin istediğiniz gibi olamaz..
Kapatın lanet çenenizi,
Hayata karışın,
Hoşgörülü olun..
Eğer hayata sürekli bahaneler de,
Öldüğümde arkamda bir sandık bırkacağım.
O maun sandık değil, gül ağacından yaptıracağım.
İçinde abuk sabuk kitaplarım,
Saçma sapan cümlelerim,
Birkaç yoyo.mızıka ve rengarenk jelibonlar....
Bir bakmışsın mutluluğu arayan bedevi olmuşum,
Bir bakmışsın yalnızlıktan bıkmayan hindu keşiş,
Belki bir günüm asra bedel olur,
Belki bir öncekinden derbeder..
Sen bir yudum suyu esirgedin ya
Kuraklıktan çatlamış kalbimden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!