Eğri ile doğruyu aramaya hacet yok,
Dost dediğin tufanın en sonunda bellolur.
Gözü bağlı garibin teselliye karnı tok,
Boran olur, kar olur, bulanan su durulur,
Her sağnağın ardından sel gider de kum kalır …
Haksızlığa uğrayan yürekteki coşkunun,
Tarifini yazmaya kelimeler az gelir.
Kağıt üstü abdestle ibra olmuş fışkının,
Yüzsüz başı dik gezer, riyakardan yüz bulur,
Utanmadan kendini el değmemiş kız bilir …
Bu gün bizar olsan da teslim olma yarına,
Dünya umut dünyası devran döner yaz gelir.
Yeter ki can sağ olsun bak sen akıl kârına,
Düz ovada esen yel tırıs gider vız gelir,
Say ki dinsiz hakkından ille imansız gelir …
Ne bir medet, ne ülfet umma elin kirinden,
Yaşanacak ne varsa alnına o yazılır.
Minnet etme namerde kopsun ince yerinden,
Bu fırtına kayadan alsa-alsa toz alır,
Halden bilmez deyyusa hudut kanla çizilir …
Kaleminde Bıçkın’sın, az da keyfe düşkünsün,
Senin işin değil bu oyun zorla bozulur.
Eşe-dosta dellenme madem bendi aşkınsın,
Atarına güvenen en ön safta dizilir,
Koç Köroğlu misali uçkur puşta çözülür …
Kayıt Tarihi : 16.12.2007 17:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)