Suyu kesilmiş dağ başının pınarı Kuru kavruk bozkır suratlar Diken çalısı Kengerler, kevenler Ömürler öğütür Değirmen taşı umutlar Ürkek tavşanlar kaçırır göz bebekleri İsyana dönüşür korkular Ürkek, korkak pır, pır yüreği Sahi Doğdu mu hiç güneş Yeşerdi mi tohum Ne zaman boy attı Ne zaman oğul verdi Döl verdi… Nerde ayak izleri Sahi Serpil ne zaman doğdu Ne zaman yaşadı Ne zaman anne oldu Geriye ne kaldı Gölgesini güneş mi sildi Kumsalda ayak izlerini deniz… Uçuşur göçmen Turnalarda avazı Yaralı ceylanlar suya iner Bazen ömür kandili yanmadan söner Geride yangın yerinde kalmaz köz ateş Tozur, tozur uçuşur külleri Dolar penceresinden ana yüreklerine Bilenler bilir Bilmeyen Kimsesiz bir mezar taşı sanır Ferhat paşa gömütlüğünde nolu bir teneke levha ….. Kanadı kırık bizim köyün serçesi Çırpınır, çırpınır uçamaz Düşer de yüreğine batar çakırdikeni Şahinlerde av zamanı Koruyamaz palazını Kor geride sevdalarını…. Patika yollarda kaybeder geleceğini Sahi Sessiz bir çığlığı damı kalmadı Gök kubbede…. Bazen sanki ben duyarım Gün ağarırken börtü böcek çığlığında Kelebek kanadının sesinde Akşam ışığa sevdalı Gözlerimde iki damla yaş olur Sessizce ağlarım yokluğuna… Sahi var mıydı? 13 / 08 / 2011 Ayvalık Birinci bacım - Öz bacım – Has bacım – Baş bacım – Tekne kazıntısı
Mehmet Doğan 5Kayıt Tarihi : 11.2.2012 13:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!