Bir masal misali başlayan ama sonradan romana dönen bir oyundu belki de! Öyle bir oyundu ki lades misali bir başlayıp bir biten! Aslında bu oyunu çok sevmiştim gerçeğine öyle bağlanıyordum ki! ...
Abartı değildi,sadece ondaki benliliği görme çabası içinde,ayrılığın hüznününn nakış misali işlendiği gönlüme hapsetmekti.Bu sefer oyun değil de bir serzeniştelik vardı sallantı da olan köprü gibi akan sevgi ırmağının üzerine yerleşmişti.Üzerinden 2 farklı ama bie o kadar da benzer insan; dosthane ve gönülhane kapılarına doğru ilerliyorlar.....
Ey dost; gönülhanemden uçmayı bekleyen kumru gibisin! Ama yalnızca bekliyorsun ufak bir esinti de gökyüzüne savrulacaksın vegiden olacaksın.
Ey dost; dosthanemden uçmayı bekleyen güvercin gibisin! Ama ufak bir sarsıntı da gidip gökyüzüne uçacaksın ve yine giden sen olacaksın.
Ey dost; bunların hiçbiri olmadan da yapabilirsin.Yuvan,köşkün her zaman hazır ve kumruya da güvercine de yer var! Yeter ki sen benliliğimden kaybolma! ! ! ...
Kayıt Tarihi : 6.8.2010 14:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!