Yazılar - Oyun Şiiri - Recep Akıl

Satranç oynayanlar bilirler ki bu oyun düz bir mantıkla oynanamaz. Oynansa da başarılı olunamaz. Satrançta her hamle, sayısı belli olmayan milyonlarca ihtimali içinde saklar. Bu ihtimallerden en iyisini bulup çıkartmak oyunu oynayanın ustalığı ölçüsündedir.

Uluslararası ilişkiler de aslında tıpkı bir satranç oyunu gibidir. Çok yönlüdür ama satrançtan farklı olarak çok oyunculudur ve her hangi bir kurala da tabi değildir.

Öte yandan satrançta olduğu gibi uluslararası oyun tahtasında da her oyuncu karşı taraftakilerin hamlelerini iyi takip eder, yerinde ve zamanında kendi ustalığı ölçüsünde düzgün hamlelerle kendisine avantaj sağlayarak rakiplerinin avantajlarını ortadan kaldırma beceri ve başarısı göstermek için çaba sarf eder.

Uluslararası arenada ortadaki oyunun içinde olmak önemlidir. Çünkü oyunun dışında kalmak demek, var olma mücadelesinde varlığını başkalarının yapacağı hamlelere bırakmak demektir. Öte yandan ortaya koyulmuş olunan oyunun oyuncusu olmaktan daha da önemlisi başkalarının kurmuş olduğu oyunu değil, kendi kurmuş olduğun oyunu oynamaktır.

Kural değildir ama oyunu kim kurmuşsa, o oyunun tarafı olduğu kadar aynı zamanda idare edenidir de. Bir başka tanımla, piyonu, atı, fili, kalesi veziri şahı değil, onları tahtanın üzerinde ileri, geri, sağa, sola, çapraza doğru oynatan beyindir.

Ve elbette oyunu idare eden olmak demek idare edenin üzerine de bazı sorumluluklar alması demektir. Bu nedenle bir oyun kurucunun kurmuş olduğu oyunda üstünlük sağlayabilmesi için gerekli bilgi ve beceriye, üstün ve sarsılmaz bir iradeye sahip olması gerekir.

Dünya arenası üzerinde her ülke kendi çıkarlarının gereğini yerine getiriyor. Başkalarının neler yaptıklarını seyrederek kızıp, bağırıp, çağırmak, seyredeni hiç bir yere taşımaz.

Bu nedenle amaç ortaya koyulan oyunu bozup kendi oyununu kurmak olmalıdır. Çünkü oyunu kuran aynı zamanda o oyunun sahibidir de.

Şayet bu yapılamıyorsa ortadaki oyuna katılıp soğukkanlılıkla ve kararlı bir biçimde oyunda hâkim duruma geçebilmenin mücadelesi verilmeli, mümkün olduğu ölçüde öne çıkmaya ve önder olmaya, katılınmış olunan oyuna sahip olabilmek için çaba sarf etmeye gayret edilmelidir.

Kurda sormuşlar "boynun niçin kalın?" Diye "Kendi işimi kendim görürüm," demiş. Ortada bir oyun varsa bu oyunun sahibi de hâkimi de onu idare edendir. O ne yönde ilerlerse diğerleri de onu izlemek mecburiyetindedirler.