Muhteşem bir belirsizliğin ortasında
ya da bir an önce gidecekmiş gibi duran dere kenarında
tanımıyordum ama bildiğim bütün sorulardan zordun
yaşadığım hayatın kendisinden daha kolay
kimi zaman florancenightingale saklanırdı tavırlarında
kimi zaman Midnight in the Garden of Good and Evil
biçare tenimde kuru GÜLleler açardı dokunduğunda
dudaklarına şiir yazmıştım zaten çok önceden, güzeldiler
halin, tavrın, bir de o beni delirten isteksizliğin
tutmasam kendimi, salsam bir, az kalsın sevecektim seni
*
boğazım şiştiğinde annemin demlediği ıhlamura benzerdi ağzının kokusu
ahlaksız ruhunda her daim Akdeniz (anemisi) esintisi vardı belli belirsiz
uzun uzun koltuk altımı ve hayalarımı koklardın, utanırdım
penisimi sevmezdin, dokunmazdın pek sık, öpüp okşamazdın beni
oysa bayılırdın bal rengine çalan kahverengi gözlerime
oysa senin her yerin güzeldi ama ben söyleyemezdim bir türlü
(öyle görmüştük öyle duymuştuk çok sevsek de söyleyemezdik)
oysa kaderim kaderinle çiftleşmek için nasılda can verirdi
hem adım ne yakışırdı peygamber adının yanına
oysa ben can verirdim seni görünce ‘ya gidersen bir gün' diye
insan öyle kolay söyleyemiyor ama can verir gibi severdim seni işte
muhteşem bi belirsizliğin ortasında
ya da sonsuza gidiyormuş gibi akan bi dere kenarında
aynaya rujla adını yazdığım bir tanyeri zamanında
ah bilsen nasılda yakışırdı kaderim kaderinin yanına
bütün huysuzluğunda 23 nisan şenliği saklıydı oysa senin
oysa ben ne kadar kaçsam da ‘nerdeyse' sevebilirdim seni
ve sen iyi bi aşkın içine sıçma ihtimalini taşırdın rüyalarımda
dün gece sarılacak bi yastık, ağlayacak bi omuz aradım google'da
ve ıhlamur kokan nefesini özledim, çoktandır öpüşmemiştik zira
koltuk altımı koklamaya çalıştım senin gibi, hayalarıma uzanamadım
kalın bi kalem aldım elime, adını yazdım seyir defterime, durmadı adın
dokunaklı şiirler okudum, içli acılı şarkılar dinledim biraz, olmadı
hiç olmamış çocuğum gibi sevmeyi denedim seni, doğmadın
seni düşledim seni, düş gibiydin zaten, bir düşle birlikteydim belki de
muhteşem 1 sensizliğin ortasında ya da büyük 1 belirsizliğin kıyısında
içime doğru hunharca akan 1 dere kenarında ya da
ya da suçlu gibi ifade verdiğim 1 spot ışığının altında
neticede ulaşamayacağım kadar uzak bir noktadaydı ıhlamur kokulu dudakların
bilsen bal rengine çalan kahverengi gözlerimin seni ne kadar özlediğini
kaderini, kaderimin yanına yapıştırırdım bildiğin en zalim japonla
ucuz komedi filmlerinde kullanılan adım, senin peygamber adının yanında
hırpalanmış bedenim, asudeliğinde bulurdu tüm aradığını oysa
ah nasılda özledim öpüşürken dudaklarında can vermeyi korkudan
nasılda 23 nisan coşkusu kaplardı içimi yaramaz tenine dokunduğumda
‘nerdeyse' sevdim seni ‘iyi bi aşkın içine sıçma' ihtimaline karşın
Oysa sen ne kadar da büyük bi aşk ihtimali gibiydin
muhteşem bi belirsizliğin ortasında
ya da bir an önce gidecekmiş gibi duran yürek kenarında
Kayıt Tarihi : 14.1.2013 21:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bırakıp giden birine...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!