Gurbet kafeste bir kuş,parmaklıklar endamsız
Prangalara sarılı ayaklar kalmış dermansız
Birkaç gözden ibaret kul bozması insan
Kaçırdıkça içini karartır hileli şeytan
Zalim yol kesişir seçmeye fırsat bulamazsın
Lokmalar boğaza takılır dualar savuramazsın
Nur yüzüne hasret yarin sofrasında davetsiz leş
Hayatmış yada ölümmüş meğer keşmekeş
Bir iki karelik gülmelere bırakarak görmeleri
Nakış ipliği gibi aşkın lifini örmeleri
Gurbet kafeste zindan sana hasret kalan
Gayrı sıla olmaz her şey üstü kapalı yalan
Sen
Her nefesin ardındaki kalbin titremesi
Ben
Gözündeki kor parçasının erimesi
Adı nurdan bir parça lime lime
Tutuşur kelimeler yazmak için elime
Dökülürsün gözyaşları ile kağıda
Duysan dayanamazsın belki ağıda
Kaşların çizilir önce resmi hayalin
Gözlerin belirir birde, kalmaz mecalin
Kirpikler
Uzayan bir tünel misali
Kaybolup gitmek visali
Bir de nur yüzün görününce
Sanki meleğin timsali
Oysa gurbet elde kelepçe mahkum
Bitsin artık boşluğa taahkum
Nefsin kördüğüm belası yakar aşk ı mahbubu
Göründüğü kadar sanırsın oysa vuslat hududu
Dağların ardına bir dağ sıralanır
Hıçkırıklar boğazda yuvarlanır
Yol uzar gider gurbet ellerde kelepçe
Gözyaşı yanaklarda pençe
Ah ki gurbet senin adındır
Kavuşmaksa Allah’ın yadıdır
Kayıt Tarihi : 31.12.2008 11:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!