Oysa En Son Sen Çıkacaktın Oyundan

Murat Nail Güney
679

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Oysa En Son Sen Çıkacaktın Oyundan

Ayrılık koymazdı bana şarkımız dudağımdayken,
Şiirler küsmezdi hüzün katsam da içine,
Geceler saklamazdı yıldız ışıklarını.
Sormadan geçerdi gözlerimden hayalin,
Yüzünü unutmazdım eskiden bu kadar
Kızmazdım aynalara sensiz baktığımda,
Kadehleri boşalmadan kırmazdım,
Sen yaşatırken aşkı yüreğimde
O şarkıyı ben yazdım…

Saçımdaki akları da severdim oysa
Senden hatıra olsa da birçoğu,
Uykuma bir tutam sen, bir tutam umut katardım,
Senin uyandığın saatlerde
Ben yatardım.
Geceler yarenim, geceler sırdaşımdı,
En üşüdüğünde titrek yüreğin
Yerin yanı başımdı.
Koklanmamış çiçekler gibiydi sana sevdam
Ayak basmamış rüyalarda tanışmıştık,
Ne sendin suçlusu ayrılığın ne de ben
Bir ben sevdimdi sen kadar… Bir de ben kadar sen…

İki kişilikti senaryosu bu oyunun
Ne replik vardı, ne ezber
Doğaçlama bir aşkı anlatıyordu,
Sahnesi ömür, dekoru sevda, renkleri gözlerinin rengi
Sesindeki müzikti ahengi.
Oynarken yaşadık, yaşarken oynadık.
Silmiştik geçmişin tüm izlerini
Sinmişti üzerimize sevda kokusu,
Kirpiklerimden yağmur, gözlerimden şiir aktı,
Tek arzum, sadece yüreğinde yaşamaktı…

Ne sen yıktın gururunu, ne ben onuru
Gecenin karanlığına gömdük o nur’u,
Uzak düşlere gönlümüz kadar yakındık
Yakıcı hasretler sıralandı zamana,
Ne sana yar oldu bu sevda ne bana.
Issız çığlıklara yenildik çaresiz,
Bütün iplere un serdik
İkimizde bu oyunu ne çok severdik,
En tomurcuk yaban çiçeğimizi
Beyhude, vefasız ellere verdik…

Gecenin hicranını sardım şimdi yarama,
Ben sende soldum gülüm, beni bende arama.
Arama o en ürkek sesimle “aşkııım” deyişimi,
Nasıl yaşarsın diye sakın ola sorma,
Yaşamak iki ucu keskin bıçak sensiz
Yaşamak hayal şimdi, ruhsuz ve bedensiz,
Dört duvar arasında iki göz, bir yürek
Tıpkı bir veremli gibi, hıçkırarak, öksürerek…

Her adımda dönüp arkama bakmadım hiç,
Hiç pişman olmadım seni sevdiğime
Hiç küsmedim sana gittiğinde bile,
Lakin hayat sürüp gidiyor ama nafile,
Nafile umutlara uzanan düşlerim.
Her yanım dik yamaçlar, dikenli yollar,
Kuruyan gözpınarlarım eşlik edemiyor yağmura,
Besteme uymuyor artık, ne saz, ne cura.
Uzak gönlümden âlemin keyfi, huzuru
Uzaklaştığından beri gözlerimden
Gözlerinin nuru…

Oysa en son sen çıkacaktın oyundan
Gözlerime çekilince o ilahi perde,
Sen dualar edecek ben cennete girecektim
Bütün günahlarımı affedecektin bir-bir,
Demek unuttun bütün sözlerini sen de
Unuttun yüreğimin sende kalan yanını,
Vedasız ayrılıklar sundun öksüz yüreğime
İçimde dumansız ateşler yaktın,
Bana ipek saçlarından bir tek tel bıraktın,
Bir de adı benden, sözü senden bir şiir.
Geri dön demeyeceğim merak etme
Bari rüyalarıma gir…

Son arzumu sormasın son nefesimde bana,
Ölüm meleği canımı bir çırpıda alsın,
Seni götürüyorum ruhumda iman yerine
Cennet de sana kalsın.
Sana kalsın en güzel hayallerim,
En deli arzularım, şarkılar, şiirler hep,
Belki cezam az olur bunca sevgime sebep.
Beni ilk “merhaba” dediğim gün gibi hatırla
Beraber yaşadık bu öyküyü bitiremedikse de,
Kabrime sarı bir tomurcuk gül getir.
Üzerine son bir buse kondur, uzat başucuma,
Fatiha istemem, hele gözyaşı hiç,
Bir de yanık türkü söyle, git,
Bitir… Bitir… Bitir…

Murat Nail Güney İstanbul
22 Mayıs 2011 saat: 00.30

Murat Nail Güney
Kayıt Tarihi : 22.5.2011 00:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Nail Güney