Ve ben biliyorum
Örümceği, güvercini, mağarayı, asayı
ve İbrahim'in baltasını ben biliyorum. *
Gün geldi unuttum bildiklerimi. Aklımdan, ellerimden ve kalbimden birer birer silindiler.
Oysa ellerim hâlâ atalarımın o hünerli elleriydi, kalbim de. Neden saklıyordum öyleyse ellerimi, neden gizliyordum, neden bir fazlalık gibi duruyordu tarihin harcını karmış parmaklarım.
Neden acılar kavminin çocuğu gibi bakıyoruz çiko? **
Neden kendi coğrafyamızda kendi suretimizden utanıyoruz?
Ah! Gülse abla; ***
Haberin yok senin - yoksa var mı? -
-Eziksin olum sen dedikçe ellerim kocaman oluyor, saklayacak yer bulamıyorum. Ellerim Gülse abla dedemin kasketini başından alan ellerine dönüşüyor, terlerini siliyor Gülse abla terlerini toprağa sıyıran elleri oluyor dedemin.
Yakışmıyor senin nişantaşına, ne yapsam gizleyemiyorum ellerimi.
ve çiko daha çok ağlıyor, görmüyorsun sular seller gibi ağlıyor su yükseliyor Gülse abla Nişantaşının kızıl kaldırımlarına akıyor.
Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz ****
Bütün bildiklerim, öğretilenler bu kaldırımlarda işe yaramıyordu. Ah dedem; ah!
Kardeşim İbrahim bana mermer putları
Nasıl devireceğimi öğretmişti
Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
nasıl sileceğimi öğretmediniz ****
Atları'da yok ki yelelerinden öpüp gidelim ha çiko.
sen uyurken oyuncaksız kalan azrail
derin efkar dağıtıyor karanlığa
şimdi karanlık daha geçilmez be Çiko
şimdi daha kinli karanlığa olan korkumuz
korkuyoruz be Çiko
korkuyoruz…
çık o sonsuz gecenden Çiko
durgunluğumuza el ver
hadi uyan!
bir tufan şekeri alalım
hadi kan delirsin!
gök düşsün!
yer kalksın!
sarsılsın yalnızlığın temeli
Çiko çık
çık sırtlarına binelim zebanilerin
koşturalım kenti ana avrat
devriyelerden dayak yiyelim yine
çık bu kez kentin ortasında Çiko
boynumuzu keselim
hadi çık yiyorsa Çiko
bu kez beraber ölelim
Ölelim mi çiko, biter mi bu hayasız işgal ölürsek.?
Siz oha falan olurken markaların sığ gölgelerinde gülse abla biz zannediyorduk ki;
güç her şeyi meşrulaştırıyor.
Siz Şahika abla orada birilerini paranızla döverken biz zannediyorduk ki; güç, ahlak dışı şöhreti bile aklayabiliyor.
Çiko biz vurulurken elif olmuş cümle silahların namlusuna hedef olmuşken, şahika karizmasıyla adam dövüyordu.
Amerika'da binlerce kilometre uzakta bizi dövüyordu.
Ar'ımız, namusumuz çiko hiçe sayılıyordu ve biz ellerimizi saklıyorduk.
Nişantaşının kızıl kaldırımlarına yakışmayan adımlarımızdan utanıyorduk.
ve şeytanı seviyorduk iflah olmaz aşık gibi öpüyorduk onu, kanı çekilmiş dudaklarının şehvetine adıyorduk gençliğimizi.
oysa biz uçurum kırlangıçlarıydık.!
değil mi dede?
Konuşurken karşısındakinin gözlerine bakmaya utananlar.
Babalarının sözünü dinleyenler, 'aynı kitabın' sahifelerini çevirenler.
Bu ülkenin oğulları ve kızları, bu coğrafyanın uçurum kırlangıçları.
gücün gövde gösterisine şapka çıkarmayanlar, otoritenin buyurganlığına esas duruşa geçmeyenler.
çık yalnızlığının mağaralarından.sesime gel!
evcilleştirme karanlığını.sesime gel!
/durma,sahih bir aşkla çimdir kalbini/ vaktidir
vaktidir eşdeş bir nabızla kesişmenin
ıskalanmış her fırsatın çetelesine desekte; eyvah,eyvah!
istediğimiz,istediğimiz,istediğimiz değil
hakettiğimizdir bizi bulacak./******
Yeniden uçurum başlarına yuva yapma vakti utanmadan ellerimizden ki;
hakkettiğimizdir bizi bulacak olan.
Nişantaşının rüzgarsız sokaklarına inat uçurum gezen rüzgarların koynunda yeniden düş kurma vakti geldi çiko.
Veyl ederek dünyayı yurt edinenlere çiko, çözülmeden dizimizin bağı küstah adımlarımızla çıkalım bulvarlara.
Hadi Çiko...
Tamam yenildik, darmadağın olduk, bir sabah ansızın bir ordu durdu önümüzde nefes nefese o toz dumanda kaybettik birbirimizi ruhumuzu satmazsak ayakta kalamayacağımız söylendi ve fakat satmayalım çiko
dehşetli korksakta satmayalım çiko.
satmayalım onurumuzu
*Ferman KARAÇAM / Senide vururlar bir gün ey acı
**1979 yılında sızıntı dergisini kapağındaki ağlayan çocuk. Avrupa yakasındaki Burhan karakterinin o çocuğa taktığı isim.
*** Avrupa yakasını yazan ve aslı karakterini oynayan yazar ve oyuncu; Gülse Birsel
**** S.KARAKOÇ
*****Lokman KURUCU
****** Mevlana İDRİS / Elif olmak
******* Banu ÖZBEK
Kayıt Tarihi : 5.9.2008 23:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu kez beraber ölelim kardaş.
![Ahmet Kırmızı](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/05/oysa-biz-ucurum-kirlangiclariydik.jpg)
Mersin’e döndüm sonra. Çiko’ya sözüm vardı çünkü. Bizi Çiko’dan uzaklaştıran ve yeniden bir araya getiren Allah’a hamd olsun.
Yıllar, yollar ve kıtalar sonra hâlâ ve ısrarla dövmektedir bizi Amerika. Hâlâ ve hep hiç ediliyor yer altı ve yer üstü zenginliğimiz. Yerin altı da, üstü de ‘ar’ ediyor halimizden…
" (SAKIN!) ALLAH'IN AYETLERİNİ, AZ BİR DÜNYALIK KARŞILIĞINDA SATMAYIN (DEĞİŞTOKUŞ YAPMAYIN!)" -Ayet-i kerime meali-
"ASRA YEMİN OLSUN Kİ, İNSAN HÜSRANDA (BÜYÜK ZİYANDA)DIR! ANCAK, İMAN EDİP SALİH/HAYIRLI AMELLER İŞLEYENLER, BİR DE HAKKI VE SABRI BİRBİRLERİNE TAVSİYE EDENLER BUNDAN MÜSTESNADIR." -Asr suresi-
Ne mutlu, nefsini, benliğini, onurunu, gururunu ve tüm hayatını Allah'ın rızası için feda edenlere.
Şeytan seviyorduk kısmına takıldım. Bu çocuklar iyi değil mi? Yoksa özde iyiler de İstanbul mu onlara kötülük aşılıyor? Belki de herkes yerinde güzel. O dede karısına şiddet uygulamış mıdır diye düşünmekten kendimi alamadım. O değilse de beş arkadaşından üçü muhakkak.
Beraber ölmesin kimsecikler, hep birlikte şeytanla sevişmeyi bırakıp ıslah olalım. Çiko ve Gülse'lerin mutlu olduğu bir dünya mümkün...
Azalarak çoğalalım diyerek sözü noktalıyorum.
Satmayalim be çıko..
O günden bugüne ne kaldırım kaldı , ne ülke onuru
Yüreğinize sağlık üstadım... saygılarımla
TÜM YORUMLAR (31)