Hayat mı ağır yoksa ben mi bocalıyorum
Gam kasvet çökmüş yüreğime, çırpınıp duruyorum
İnsan en sağlam olduğu yerden kırılırmış ya
Sağlam bir yerim kalmadı
Sevdiğim kim var ise
Sapladı zehirli hançerini yüreğime…
Sevgiyle vurulmak kaderim oldu
İyi niyet hoş görü en çok vurulduğum tarafım
Tanımadığım kimseden korkmuyorum
Çünkü onlara bir iyiliğim olmadı daha
Hep can bildiklerimden yedim en ölümcül darbeleri
Hayata tutunmak bu kadar mı zor
Yoksa hayatın cilveleri dedikleri hep mi zehirli hançer…
Yetişemediğim tek şey geçmişim
Ama neden bilmem peşinden koşmaktan hiç vazgeçemedim
En zengin en mutlu olduğum zamanlardı
Halen inatla geleceği geçmişin gölgesinde kurmaya çalışıyorum
Olmadı, yapamadım beceremedim
O güzellikleri
Karşılıksız sevmeleri geleceğe inşa edemedim
Hep geçmişte yaşadım
Geleceği hiç bir zaman düşünmedim
Ve bu yüzden hep kaybettim…
Önümde kaç baharım var bilmiyorum
Yarına çıkacak mıyım onu da bilmiyorum
Geçmişim, yırtıp yakmak istediğim bir defter
Her bir yarın, yeni beyaz bir sayfa
Bu sayfaları neyle nasıl dolduracağımı bilmiyorum
Hayattan beklentim herkes kadar
Biraz mutluluk bir o kadar huzur
Sonrasında ele ayağa düşmeden hayırlı bir ölüm
Kime ne verebilirim kimin hayatına ne katabilirim bilmiyorum
Aslında dipsiz bir kuyunun dibinde çaresizce çırpınıyorum
Aldığım her nefes göğsümde bir yumruk gibi tıkanıp kalıyor
Olduğum yerden kımıldayamıyorum
Beni bu karanlık dipsiz kuyudan çekip çıkaracak bir el bekliyorum
Böyle bir el gelir mi çıkar mı bilmiyorum
Hatta soruyorum kendime
Kim neden sana yardım etsin
Hele ki böylesine karamsarken
Rüzgara kapılmış hazanı yaşayan bir kasımpatı kadar dağınığım...
Her ne yaptımsa hayata tutunmak adına
Hep boşa çıktı
Ya hayat bana acımasız
Ya da ben hep yanlış adreslerdeyim
Çoğuna göre fazla duygusal
O yüzden de hep kaybetmekteyim
Oysa yüreğim benim tek servetim…
İçimde yine anlamsız bir efkar
Ölmüş bir insanın uzatmaları oynaması var
Sonsuzluk yolunun bir garip yolcusuyum
Ben nefes aldıkça siz yaşıyor muyum sandınız…
Şu eski bavul
Mazinin karanlık dehlizlerine inen dipsiz merdiven gibi
Unutmak istediğim anılar beynime mıh gibi çakılmışken
Her gün acılar içinde yüreğime kanarken
Yeni olan bir şey olabilir mi…
Kurumuş solmuş da olsan da
Hayatta bocalıyorsan da
Her şeyini kaybetmiş umutların tükenmişken
Beton yığınlarının arasına sıkışıp kalmışken
Nefeslenmek için bir ağaç altı bulamazken
Ölmemek için sığınacak yer ararsın ya
İşte ben orasını arıyorum…
Unutmak da zor anlatmak da
Hayatı yaşıyormuş gibi yapıyoruz ya
Sanki bir oyunda oyna da sıran geçsin dercesine
İşte öyle bir şey…
©
14 Ocak 2024
07:43
Seyit Burhaneddin Kekeç
Kayıt Tarihi : 14.1.2024 09:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!