İlkin yalnızlığımı tokatladı
Bir çocuğun kahkahalı naniği
Hüznüme inat kızıl güller yanıyordu güneşte
Sımsıcaktı güneş hüznüme inat
Deniz zıttıma durgun ve nazlı
Mavili beyazlı
Ve en parıltılı giysilerle donanmış
Ne kadar yamanmış
Diye geçirdim içimden
Bu cümbüşü aksedebilen
Paletler ve fırçalar
Ya da bir daktilonun tuşlarında
Bu olağanüstü kontrasa
İmge arayan parmaklar
İyi bir sanatçı olsaydım
Gözlerinle süslerdim
Tualleri, kağıtları
Ve içimdeki fırtınaları
Yüklerdim fırçalara, tuşlara
Ne yazık ki unuttum fırça tutmasını
Daktilom 's'yi basmaz
Eskiden böyle miydi ya?
Seni benden güzel anlatan bir ozan
Tanıdın mı, söyle
Oturduğun yerde kraliçe yaptım seni
Kâh ekvatora kâh kutuplara
Asırlar öncesinde tanrılaştırdım
Asırlar sonrasına ölümsüzleştirdim
Ve erişilmezcesine güzelleştirdim seni
Benimkilerden daha içtenini
Duydun mu yakarışların hiç?
Kim bu kadar gözyaşı döker gidişine, söyle
Hangisi kurmaktadır şimdi seni
Eski sevgililerinin,
Hangisi tanır görse?
Ve hangisini yakar ışıksız gözlerinin ateşi
Ya da teması nasır tutmuş ellerinin
Zamanın ve mesafelerin
Hükümsüzlüğünce sevdim seni
Kafa tuttum yüzlerce insana
Yüzlerce 'sus'a kafa tuttum, ne diyorsun
Balçıklarda süründün yıllar boyu
Şiirimdeki sende
Bir tek leke
Var mı, söyle
Eskiden yazar, çizerdim hep
Şimdi yapamayışım
Öylesine yitirmiş olmaktan seni
Seni aradıkça şiiri bulur
Esinle dolardım seni andıkça
Güçlüydüm, ateşliydim
Ve sen öyle güzeldin ki bende
Karanlıkların kaçınılmaz kıskaçlarının
Bedenime dadandığı saatlerde
Ben bir şişe şarabın yanı başında
Tanımadığım dişlerin saplandığı dudaklarına
Şarkı yazardım
Ve ağlardım çaresizliğime
Onikiyi geçerken saatler
Sokakları dinlerdim, dilsiz
Yine masama oturur
Seni çizerdim, sana yazardım
Şimdi anlatamayışım
Öylesine yitirmiş olmaktan seni
Kayıt Tarihi : 27.9.2003 17:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!