*- Kazanmak mı istiyorsun, o halde başladığın işi asla yarım bırakma, terk etme, çok çalış, temiz çalış, adil ol, uzmanıyla çalış, şikâyet etme, açıklamaya çalışma ve hedefine odaklan. Çünkü terk edenler asla kazanamaz. Kazananlar ise asla terk etmemiş olanlardan çıkmıştır.
*- Evet, iyi bir planlama yapmak için belirlenmiş olan hedef hakkında derinlemesine bir bilgi birikimine sahip olmak birincil meseledir. Hedefe varmada iyi bir planlama başarı için olmazsa olmaz en önemli faktördür. İyi bir plan yapmanın da bazı koşullarının olduğunu unutmamak gerektiği konusu ise akıldan hiç çıkartılmamalıdır.
*- Araştırma yapmak, danışmak, hedefe yürürken çıkabilecek muhtemel sorunlara ve zorluklara karşı öngörülerde bulunup, bunlarla ilgili bir takım tedbirler ve önlemler almaksa planlama yapmanın bir başka boyutudur.
*- İşin yapılması sırasında bir takım aksamalar olabilir. Eğer başından iyi bir planlama yapılmışsa büyük bir sorun çıkmaz. Çıkabilecek ufak tefek sorunlar karşısında da duraksayıp yılgınlık göstermemek, soğukkanlılıkla problemi çözmenin yollarını araştırmak ve sorunu gidermeden yola devam etmemek gerekir.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...