Bu sabah;
Kendi çığlıklarıma uyanıyorum,
Sana sarılmak için ağlayarak,
Koşuyorum,koşuyorum,
Sensizliğe uyanıyorum!
Sana özlemim öyle sancılı,
Yüreğimde biriken hapisliğini,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Allah yardımcınız olsun, ondan geldik gene ona dönceğiz, lakin ancak o belirler ona döneceğimiz anı...acı, sözde mutluluktan çok daha iyidir.çünkü, insanları anlamamızı sağlar...saygılarımlamehmet yücedağ
hüzünlü...lakin unutmamak gerekir ki hayat devam ediyor..bu gercegi gözardi edemeyiz.
Ayları,yıllara,devreden.
Hala yaşıyor bu beden,
kendi kendini yok etmeden,
Kadere teslimiyetim,
Direnişe deliliğim,
Taşlaşan yüreğime tesellim,
Bekle diyorum bekle,
toprağım ne kadar ızdırap çektigini çok iyi anlıyorum ateş düştüğü yeri yakıyor sevgi saygılar yüregimde yüreğine
[[ akıllı tek yanımız deliliğe vurduğumuz aşkımız.]] tutsak, teslimiyetçi, düşlerle teselli bulan tüm duygu ve beklentileri azad edin.gerçek yaşam zorlu yokuşlar, engebeler ve ağır sorumlulukların yükünü taşır.yaşamak öyle böyle akışa bırakıp her şeyi olduğu gibi kabullenmek değildir.yaşadığınız için direnmiyorsunuz, dirençlerinizle ve direndiğiniz sürece yaşıyorsunuz.bu amaçla her yeni doğan günle yeni umutlarla, yeni coşkularla, yeni amaç ve sorumluluklarla kendinizi yenilemek zorundasınız.bunu yaparkende hiç bir şeyin uydusu, taklitçisi, olmak zorunda değilsiniz.dünü ve bugünü kader olarak kabul ediyorsanız, en azından yarınları umut ve coşkuyla siz belirleyin.siz sevenlerinize sevdiklerinize lazımsınız, bunu kendinize ve çevrenize hissettirin.saygıyla...
herkesin kendini akilli sandiği bu dünyada,sen deli kal..
deli kal kendinle kal..kendinki asl olansin..uğrunda delirdiğin o, hayal olan artik..
umud fakirin ekmeği..
delinin ekmeği hiç kimsenin farkinda olmadiği akil sağliği..
aklin sağ bedenin sağ ruhun sağ..
haydii saril hayata..yok öyle yalandan deliliğe vermek kendini..
delirmek istiyorsan işte aşk..delir delirdiğin kadar..
lk defa düşümde yüzünü gördüm,
Benden sakladığın
Biliyorumki bir damla gözyaşım için,
Dünyaya savaş açardın.
Kızma ağladığım için,
Sensiz aklım firarda,
Yokluğun deliliğim......
hikaye kısmı çok daha güzel olmuş..kutlarım
saygılar
güzel tebrikler
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta