“Ruhumuzu zindanlara kapattıktan sonra yaktığımız ağıt; Acıklı bir türkü olur sadece, bizden başka hiçbir insanın yüreğini dağlamayan…”
Ben O’na “kâinatım” derdim hep,
İlk nefesi ondan alıp, son nefesi ona verirdim,
Odun ateşli, kenar mahalle fırınlarında yanar, kavrulur
Ağır ağır pişerdim,
Fırıncının kırık küreği kadar engindi tüm bildiklerim…
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta