Öylesine bir adamdım işte,
seven, bazen platonik aşk yaşayan,
üzülen, hüzünlenen...
alacaklarından vazgeçmiş mecburen,
bakkala borcu hiç bitmeyen,
ne bulduysa onu dinleyen,
özellikle Sezen'in 'Adı Bende Saklı'sına' ağlayan,
romantizme kıyamayan,ama sevişmeyi de ertelemeyen,
ütülü elbiseyi seven ama üşengeç,
müzik,şiir ve kitaba hep sigarayla eşlik eden,
öylesine bir adam işte...
cebinde hep kalem kağıt taşıyan,yazmaya aşık
ve hala keşfedilmeyen,
AŞK AŞIK, ACIYA AŞINA,
uykuları, bölük pörçük şiirlere benzeyen
vatanı faşistlerden koruyan, kandil gecelerine de saygı duyan
ÖYLESİNE BİR ADAMDIM İŞTE...
Gel gör ki,
dün zengin bir hatunla tanıştım bankada,
beni İstanbul beyefendilerine benzetti,
seviyor, seviliyorum, gülüyorum dünden beri,
garip bir hal var anlayamadığım,
nasıl anlatacağı ona efendi olmadığımı,
herşeyden biraz bilen, ama hiçbirşey bilmeyen adamı,
ne ondan vazgeçebiliyorum, ne de öylesine adamlığımdan,
AŞK bu,
bakarsın beni de ADAM eder....
Kayıt Tarihi : 20.7.2009 01:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirde kendinizi anlatma şekliniz hoş ve değişik bir çalışma olmuş.Kutluyorum.
galiba haklısınız.:)
Unutmayınız , bu sizin bakışınız.
Karşınızdaki sizi nasıl görüyor.
Şimdi tersini düşününüz. Siz İstanbul beyfendisi olduğunuzu düşünseydiniz ( gerçi bana göre böyle ayrım yanlış. beyfendi beyfendidir.) Fakat, karşınızdaki sizi sıradan biri olarak görüp aldırış etmeseydi.
Farkı yok bence.
Siz olduğunuz gibi davranın, Olgunluğa erişilmiş bir dönemde, sırf karşınızdaki için 40 yıllık birikimi nasıl değiştirebileceksiniz.
Naçizane fikrim bu:))))))))))))))))
TÜM YORUMLAR (8)