Öyle zamanlar var ki;
beynimin süzgecinden geçirdiğim
nadide kelimeler zonkluyor içimde
emzireceğim sahifeler
sevda yoksunu duygular arıyorum
ağırlığı yormuyor bedenimi;
ama içimdeki çöl çağırıyor
uzayan gölgeye meylini görüyorum
çekilip giderler diye tüm endişem
bu yüzden şuursuz aranmalarım
afaki çırpınışlarım.
Sadece aşklar değil,
hüzünler, melankolik duruşlar;
kızıla yatkın akşam güneşi,
çöl gecelerinin harlı ateşi,
geriye dönen somon balıkları,
ve gidenin ardından sallanan ıslak mendil;
hepsi, ama hepsi
nasiplenmeli yürek esintisinden
içinde sevda birikmiş damlaların
içinden sevda geçecek tüneller olmalı
akıp gidecek yoksa sessizliğe
ne alkışını duyacağım sessizliğin
ne tadına varacağım övünmelerin
suda yürümeyi denemek kadar anlamsız
gömülüp gidecek beden, sessizliğin çığlıklarında.
08 Ekim 2003 Sirkeci-İstanbul
Kayıt Tarihi : 8.10.2003 13:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Naime Erlaçin
hüzünler, melankolik duruşlar;
kızıla yatkın akşam güneşi,
çöl gecelerinin harlı ateşi,
geriye dönen somon balıkları,
ve gidenin ardından sallanan ıslak mendil;
hepsi, ama hepsi
nasiplenmeli yürek esintisinden'
Ne kadar güzel yazmışsınız sevgili Ensar, hayat tabiiki sadece aşk değil, işlenen konular da sadece aşk olmamalı gözün gördüğü herşey nasiplenmeli. Tebrikler... İbrahim Bayraktar
TÜM YORUMLAR (3)