Öyle zaman geçer ki! Şiiri - Mehmet Çoban

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Öyle zaman geçer ki!

Gizliliğin gücüne inananlar
Düşüncelerini ve eylemlerini gizleyerek var olurlar
Açıklık her zaman zayıflıktır
Açıklıkta duranın hakkı sanki tokatlıktır
Her gelen vurur
Vuranlarda gurur

İçinde yaşadığım ülkede
Müslümanlığını yaşamak isteyenler tehlikede

Geçmişi hatırladığımda Müslümanlığını yaşayanlar sürekli horlanırdı
Namaz kılmak, oruç tutmak, gericilik sayılırdı
Namaz kılanlar, oruç tutanlar, hanımının başı örtülü olanlar ordudan atılırdı
Özellikle orduya alınacakların aileleri bu açılardan araştırılırdı
Memurlar merdiven altlarında, kömürlüklerde namaz kılmak zorunda bırakılırdı
Devletin memurları, amirleri her türlü zevki sefaya zaman ayırırken
Keyiflerine geldiğinde, mesai saatleri içinde eğelenirlerken
İşlerine geldiğinde, elhamdülillah ben de Müslüman’ım derlerken
İnanmadıkları, yaşamadıkları halde, “imanın kimde olduğu bilinmez derlerken”
Din dışı yaşamlarını, çağdaşlık, aydınlık, modernlik diye tanımlarken
Namaz kılmak için vakit isteyenlere karşı hiç kibar değillerdi
Ağızlarından dökülen saçma sapan sözlerle Müslümanları oraya buraya iterlerdi
Hala otobüs firmalarında, üç kuruş yemek için yer seçen şoförler
Yarım saatlik yemek molasını, zevkleri için neredeyse bir saate çıkaranlar
Biri dese ki, beş dakika izin verin namaz kılayım, ne derler bilir misiniz?
Birçok yolcuyla birlikte, hep bir ağızdan dediklerini duyabilir misiniz?
Evet, mutlaka yaşamışsınızdır bütün bu olayları
İlk anda önemsenmeyen ama bizde Müslüman’ız diyenlerin garip davranışlarını
Allah için zaman ayırmanın saçmalık sayıldığını
Zevki sefa için, her türlü fedakârlığın yapıldığını

İkiyüzlülük, bütün albenisi ile çağın insanlık kimliği oldu
Çıkar için dokuz takla atmak, yaltakçılık, yardakçılık ortalığı doldurdu
Üç kuruş için yırtılan bütün ar damarlarından akan kanlar
İnsanlık namına, insanlık dışı olanlar tarafından atılan nutuklar
İnanılmayan, yaşanılmayan hayatlar için, süslü, albenili laflar
Yıllarca tiksindiğim, yaşamlar olarak hayatımı kavurdu
Milenyum yılına adımını atan devirle, doruklarını buldu

Yer altına gizlenmiş ideolojiler
Tarikatlar, mezhepler, ekoller
Partiler, teşkilatlar, dernekler,
Üçler, kırklar meclisinde olan bitenler
Gizliliğin, gizlenmişliğin ar damarında yüceldiler
Açıkta, açıklıkta duran Müslümanların üzerine yürüdüler

Yer altında neler oluyordu?
Kapılar ardında neler oluyordu?

Bilen mi vardı?
Soran mı vardı?

Aklını kapı dışında bırakıp içeriye girenlerden bir haber var mı?
Aklı olmayanın dini yoktur, aklın olmadığın yerde din yoktur, duyan var mı?

Akıllarını bırakıp akılsızlıklarını, din edinenler
Akıllarını bırakıp akılsızlıklarını, çağdaşlık bilenler
Akıllarını bırakıp akılsızlıklarına, bilim diyenler

Aynanın karşısına geçip empati mi kuruyorlar?
Yoksa öylesine “salla bakalım belki tuttururuz mu diyorlar? ”

Üç kişi bir araya gelince dünyayı değiştiriyor
Önüne gelene verip veriştiriyor
Devlet kuruyor, devlet yıkıyor
Devrimler yapıp, insanlık satıyor
Ağızlarında içki kokan sarhoş beyinler aydınlık saçıyor
Ellerinde Amerikan viskileri, solculuk taslıyor
Şımarıklığının, ar damarı yırtıklığının gücü sergileniyor
Dürüst, kendinde olan, işinde gücünde olan, insanlara saldırıyor

Gizlilik gücüne, düşmanlar üreterek güç katanlar
Kendilerine, akıl almaz düşmanlar üreterek azdılar

İşine gelmeyen her şeyi kendine düşman edinenler
Ellerindeki güçlerle, batının güdümünde ilkeleştiler

Batıdan daha fazla batının çıkarını düşünen ülke aydınları
Batıyı bile şaşırtarak, bu ülkede, özgür, aydın çağdaştılar

Daha batı düşünmeden, batının çıkarlarını düşündüler
Daha batı söylemeden, batının sözünü söylediler
Daha batı düşman olmadan, Müslümanları düşman bildiler

Yağcılığın, yardakçılığın sınırları var mıydı bilmem
Aklım durur, kalbim sıkışır, asla bunları söyleyemem

Ama batıya kul köle olanlar, yardakçılıkta bütün sınırları aştılar
Kendileri farkında değil ama batıyı, batılıları bile şaşırttılar

Emperyalist, sömürgeci batının çağdaşlığını, modernliğini kutsadılar
Ülkenin bütün varlığını üç kuruşa, yıllarca, parasız pulsuz sattılar

İkiyüzlülüğün, riyakârlığın iman olduğu zamanımızda
Sorar isen, insan nerede, insanlık nerede, derim arama

En tiksindiğim sözlerden biri “dini siyasete alet etmeyin”
Hayret, hayret ki, bu sözü söyleyenlerden başka dini siyasete alet edenler yok bilin

Bu sözü kimler söylüyor şöyle iyice bakın
Sonra dinle ilişkilerini seyredin, olayları yorumlayın

Kimi; camilerde vaazlar verip “kurtulmak için savaş vermiş”
Kimi; çarşafları yırtarken, siyaset için çarşafa dolanmış
Kimi; kıçı başı görünürken, ağzı içkili, sarhoş baygın bakışlı “Elhamdülillah Müslüman’mış”
Kimi; seçim meydanlarında bayrağa sarılı Kur’an öpüp alkışlanmış
Kimi; televizyonlar karşısında, meydanlarda “ayetler, hadisler okuyarak hocalık yapmış”
Kimi; fakih kesilmiş, İslam hukukundan bahsetmiş, ama şeriat düşmanıymış

Yani mış, mış, mış, mış, mışta mış
Kalpazan mı, sahtekâr mı, münafık mı, bir türlü adı konulamamış

Gariban bir Müslüman a dese, hişt dini siyasete alet etme
Gariban bir Müslüman b dese, gerici yobaz haydi git işine
Gariban bir Müslüman c dese, ne işin var ekonomide, siyasette git camine

Denmiş, denilmiş, ama kendileri, dini hem alet etmiş, hem parsayı toplamış
Hani bu devirde, “işini bilen kaptanmış”, çıkarını koruyabilen kahramanmış
Her türlü yalanı, yalancılığı, riyakârlığı kutsayabilense ne yazık ki aydınmış

Bir televizyon programı seyrediyorum
Hayretler içinde kalıyorum

Evli bir adam, evli bir kadınla yakalanmış
Onların ki, gayet normal özel bir hayatmış
Hatta medyada fazla dolaştırmayın aileleri varmış

Ama aynı şeyi Müslüman’ım diyen biri yapsa, bu ne biçim Müslümanlıkmış
Sanki kendini hiç Müslümanlardan saymazmış, saymamış
Müslüman günlerce, aylarca, şok, şok, şok haberlerle şoklanırmış

Mesele asla gerçekler, gerçeklik falan değilmiş
Mesele sadece, ailesine ihanet eden, Müslüman mıymış yoksa aydın mıymış?

Ailesine ihanet eden Müslüman’sa, haberlerle şoklanırmış
Aylarca, ağızlarda dolaştırılırmış

Ailesine ihanet eden, aydın çağdaş ise, özel hayatmış
Ağızlarda dolaştırma, aile yapılarına saldırıymış

İnsanlığın, insanlık aklının nevrinin döndüğü zamanlarda
Gerçeklik diye bir şey asla kalmazmış ortalıkta

Batının çıkar dünyasından nasiplenen insanlar
Çıkarları doğrultusunda fırıldak gibi dolanırken aydınlanırlar
Ortaçağ karanlığından daha karanlıktaki yaşamlarına tersinden bakanlar
Aynada yansıyan karanlıklarında boğulurken, dillerine aydınlığı dolarlar

Böylece zaman geldi geçti
Bir ömre yalanlar değer biçti

Karanlıkta aydınlık
Aydınlıkta karanlık

Ömrün sonunda Allah ile buluşacak
İnsan o gün sadece gerçeğiyle konuşacak

Ateistler inanmasa da böyle olacak
İkiyüzlü, riyakârlar kabul etmese de böyle olacak

Eninde sonunda adalet yerini bulacak
Herkes dünyada yaptığının karşılığını alacak

09.01.2011 - İzmir

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 9.1.2011 00:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sema Hancıoğlu
    Sema Hancıoğlu

    = Çok özenli bir çalışma olmuş../..Kutlarım...

    Sema

    Cevap Yaz
  • Adem Uysal
    Adem Uysal

    çıkarı için 24 saatte, 24 kez takla atan renkten renge giren, kendi kültürünü küçümseyen, yabancı din ve ideoloji mensuplarını taklid etmeyi marifet sanan kendi insanını hor gören, kendi inanç ve yaşantısından utanan sözde aydınların kulakları çınlasın.

    Cevap Yaz
  • Hasan Akgüç
    Hasan Akgüç

    'Gizliliğin gücüne inananlar
    Düşüncelerini ve eylemlerini gizleyerek var olurlar'

    İkiyüzlülüğün yüz karalığını deşifre ettiğiniz çalışmanız mükemmel olmuş.yüreğinize sağlık ağabey. Elleriniz dert görmesin.

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan


    Ayrıntıların da ayrıntıları vardı şiirde.Ne değin çok soruna sahip bir ulus olduğumuzu ,kendimizle ilintili çokça şeyin bu şiire getirildiğini söylemek olası.

    Kutluyorum Dost.
    Erdemle.

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Begeniyle okudum tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (10)

Mehmet Çoban