Öyle derindi ki gözlerindeki uçurum, korktum!
Zoraki teneffüs saatlerinde, oyun oynamak istemeyen çocuktun.
Hayat denilen prangayı derin mavilere savurdun.
Ama savururken, zinciriydi canını acıtan elinde unuttuğun
Yorgun ayaklarının sesini dinle.
Yok saydığın dünü, onlar değil miydi getiren bugüne, hatırla!
Acılara, ayrılıklara zayıf olmayan var mıydı içimizde?
Maziyi gömdüğümüz sandıklarımızı açıp, anılarımızı okşamadık mı bizler de?
Cam kırıkları değil miydi, ağlarken akıttıklarımız
Issız, ıpıssız yürüdüğümüz yolda düşen her yaprak, can takviminden değil miydi?
Limanlarımız vardı kuytu köşelere gizleyip, fırtınalarda sığındığımız.
Aynasında kendimizi gördüğümüz can dostlarımız oldu, elbet bizimde.
Resmini hiçbir usta parmaklı ressamın çizemeyeceği “derin boşluk” tablosunu yapıp gittiler
Arkalarında iz bırakarak kayarken, dilek tuttuğumuz kuyruklu yıldızlar gibiydiler.
Sebepli sebepsiz bir yangın yeri, içimdeki oyuk şimdi.
Ellerim... ellerim üşüyor, ellerim... ellerimde öksüzlük korkusu
Ve bir orman, içinde binlerce koca gölge.
Göz çukurlarında dipsiz kuyular saklanmış yarın avcıları... bakamıyorum!
İsli bir gökyüzü, perde perde yüzüme yaklaşan... boğuluyorum!
Yeşil miydi yaprağın gülüşü, sarı sıcak neredeydi unuttum!
Lodosların öfkelerinde, küçük bir yüreğin uçurtmasının kuyruğuna tutundum.
Ellerim çocuk... ellerim kanıyor, dikenli telmiş aslında tuttuğum...
Kayıt Tarihi : 25.10.2006 19:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Serap Davarcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/25/oyle-derindi-ki.jpg)
Yüreğinize emeğinize ve dilinize sağlık.
TÜM YORUMLAR (3)