kararmış bir defter yaprağında adın kalır
hep umutlanarak yazılan yazgılarda hayat bitmiş
yerini sefalete bırakmıştır takvimlerde
sen de yoksun oysa
bitmeyen topraklarda ülkeler ihtilal içinde
sen de yoksun oysa
damarından kan akarken bayrağın rengine...
yolcular seferlere çıkmadan sormaz yarını
giderken öyle mahçup bir denizde mavi kalır
gerisi yalan yanlış bir aşkın tarihi
izlerinde adını mı bulur adımlarını mı
sormaz anlatmaz sebebini
ben her kapıda bir deli
bırakırken aklımı aklanmış bir ayrılığa
yürüyordum
yürüyordum besbelli
geride hüzün kokulu bir çocuğun teri
içinde hayat
bilmiyordu oysa güller toprağın kıymetini
ne kadar unutulsa da unutulanlar
kaybettiği yerde bulacaktır kendini...
titrerken masada mum ışığında bir kağıt
içinde adın yazılır altın harflerle
sonra bırakır kendiliğinden kendini hayata
döngüsünde kısır bir aşkın
son durağında beklerken sevgiliyi
bitmez pişmanlıklar geçmez zamanların seyrinde
ve bitmez güneş kıyamet kopmadan ayrılıklarda
nerde aydınlık karşına çıksa
küfreder karanlık yıldızların namına
susarım inceden inceye
ağzımda tadına doyulmaz bir sevda
dilimde gufteler
ah geçiyor gönül yine yar elinden
geçiyor vakit
öyle derinden öyle inceden...
Kayıt Tarihi : 19.9.2008 01:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!