Öyle çok isterdim ki bu gece habersizce gelmeni..Aniden kapım çalınsa örneğin,uzun uzun basılsa zile,koştuğumda kapıya seni görüversem karşımda,gülen gözlerini,sevecen sözlerle' hoşbuldum' demeni duyuversem.
Öyle çok isterdim ki! İçli,gür sesinle şiirler okumanı eskisi gibi.Senin şiirlerini,özlemini önüme serdiğin,dinledikçe ruhumu okşayan şiirlerini.
Öyle çok isterdim ki! Memleketimin türkülerini yine senin sesinden dinlemeyi,yanık yanık...Mendil sallamayı oyundan oyuna,mor koyunu duyduğunda kalkıp eş etmeni kendine yine öyle isterdim ki! Bilmediğim türküleri,senden öğrendim ben,senden dinledim en güzellerini.El el olduk,halaylar çektik,horonlar teptik,ezgiler serpildi önümüze,kah ağladık kah güldük.Trabzon Yaylasını,Drama Köprüsünü,Harran Ovasını gezdik dolaştık türkülerin nağmelerinde..Ahhh! Öyle çok özledim ki seni!
Öyle çok isterdim ki! Gözlerimden akan şu uykuma ortak olmanı.Ve çok özledim biliyor musun? Uyku aralarında sessizce sevdiğini söylemeni..
Beni her zaman her gelişinde yalnız bıraktın ama hep döndün geri.
Nerdesin şimdi kimbilir? Muhtemelen ellerim ellerinde sıkıca tutmuş,
hayaller görüyorsun buz dağı olmuş yatağında.Ben ise uykulu gözlerle,
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla