su akışta yaprak düşmeye tamamlamış mevsimini
öyle birdenbire öldü çocuklar
şehrin bütün vitrinlerinde yılgınlığın resmi geçidi
bütün caddeler yokluğa arsız
bu şarkıları ve puştlukları unutamayız
susmuşum belli ki biraz sinmiş
biraz kambur biraz sis çökmüş üstüme
sevmiyorum ışıklı caddelerini dünyanın
ışıltılarından bir dinamit oluyor içim
yüzüne bakamıyorum kimselerin
kimselerin yüzü aşina hoşnutsuzluklara
düzenbaz bir alışkanlıkla kuşatılmış her şey ve herkes
bu kaçıncı asır kaçıncı yaz
öyle birdenbire öldü çocuklar
yıldım yolda mıydım yol muydum
doğu muydum neydim böyle ateş altında doğurulmuş
hoşça kalınmamış hiçbir şey
tanrı kapamış gözlerini
insan yabancı şaşırmaya.
birçok kere inandım
birçok kere aldandım
birçok kere sırtlandım kapımı
öyle birdenbire öldü çocuklar
çürüyecekmiş gibi yattım tatlı uykulara
ilk ezan ve sokaklar
binlerce yıldır kaybetmeye hazırlanan sabah
binlerce yıldır kadın olmak
binlerce yıldır şair
bir eski sarhoşluk binlerce yıldır
bir tatlı baharı anlatabilirdim
devrimcilerden ve aşklardan söz edebilirdim
bir yılanın devinimi olmasaydı günler
en eski şarkıdır seni düşünmek
sana uyanıp senle bitirmek geceyi
anlatabilirdim fırtınada gemiye binişimi
yavaş ve usulca buluşmasını bir dudağın ötekiyle
kuşların mahzun duruşu dallarda
ve ayın bir yetim gibi bakışı
ve sonsuzmuşçasına gece
öyle birdenbire öldü çocuklar
29 Ağustos 2015
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 10:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.