Dördüncü katında
oturduğun bir kıraathanedeyim
üç yanımda üç kişi papazlarla ve kızlarla hesabına zaman öldürüyoruz.
sesimin kırıklığı, saçlarımın uzunluğu yada sakallarımın dağınıklığından öte
bir tek şu an içinde kağıtların dizilimlerini ve atış sıralarını düşünmekteyim.
içimde zamanın ölmüşlüğünden mi kendimi kaybetmişlikten mi anlayamadığım bir sıkıntı
yeni kurulmuş bir ahlaksızlık hikayesi
ve sıra geldiğinde atılması gereken sinek yedili
Sen şimdi okuyup anlamlar çıkarıyorsun ya bu yazılardan, ben de sana arkandan yazılar yazmaktan anlamlar çıkarıyorum
ben ne için yazıyorum, sen ne için okuyorsun
sen elalemin memleketinde çözmeye uğraşıyorsun kendi geleceğini
ben kendi memleketimde kaybolmaya çalışıyorum kalabalık sevdalarda
Hayat kaynağı olmayan uzun bir link ve doğrulanması gereken onlarca data gibi,
okuyup bu sanal hikayeleri hayat bulmaya çalışıyoruz kelimelerden
herşeye aklın yatarken
geçişi kayıp bir hatta şifrelenmiş bir sevda
ve gözlerini açtığında okuduğun yerden yaşadığın yere açılan bir kapı gibi nefes almak
her kelimenin altında ismin yazılmış gibi anılarından geçiyorsun diyar diyar
göbeğinde ilk defa öpüştüğün bir yer, göz yaşların gözlerinde yeni, ağlamışlıktan kaynaklanan bir ayrılmışlık
Ey kendinden öte bir aşka inanmış yavru kuş,
şimdi delilikten geçiyor baktığın yüz,
bir başka hayata akıyorsun, akıyor hayatı bir başka kaf dağının arkasında
benim öykülerimde geçmeyen bir kaf dağı
öyle bir dağ ki hiç görmediğim ve duymadığım, yollarında anılarımın tutulmadığı
öyle bir dağ ki benim zaman kavramım bile oralarda yabancı, ismim oralarda hiç yok
öyle bir dağ ki...
öyle bir dağ işte...
Kayıt Tarihi : 5.11.2004 12:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!