Bir bahar diliyorum hepimize
Orhan Veli 'nin unutulmuş baharlarından
*Herkes bir yaş daha genç, biraz daha sevdalı* olsun.
Badem çiçeğinin baş kaldıran cesareti
Cemre misali düşsün yüreklerimize...
*
Bir bahar diliyorum hepimize
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir bahar diliyorum hepimize
'Olmaz olmaz ' deme sakın
Yeter ki düşşün gönlümüze bir bahar rüzgarı
Bakarsın öyle bir bahar yaşarız ki
Gözü kalır tüm baharların, şaşar kalırsın...
anlam yüklü bir eser olmuş hümeyra hanım tebrikler
YUMURTA TOKUŞTURMA
Hayal edilen baharları yaşamıştık aslında. Tabii çocuk anlayışı, bakışı ve algısıyla…
Şiiri okuyunca ilk aklıma gelen, ilkokul günlerim oldu.
Ne güzeldi o günler…
Hayata çocukça bakmak, güneş yüzünü gösterince güne sevinçle uyanmak, kuş cıvıltılarına nağmelerle eşlik etmek…
Koyunların, kuzuların seslerine ses katmak…
Sığırın ağır endam yürüyüşlerine eşlik etmek…
Köy hayatının en güzel yanlarıydı bunlar ve geçen çocukluğum.
Hele hele bir de Hıdırellez olunca.
Bu sene 6 Mayıs cumartesiye denk geliyormuş.
5 Mayıs akşamından hazırlıklar yapılır, keteler, pişiler, katmerler, patates kavurmaları, soğan kabuklarının suyunda haşlanan yumurtalar.
Leblebiler, kurabiyeler, şekerler.
Allah ne vermişse daha neler neler…
İşin en zevkli tarafı da, daha önceden sözleşilen veya tesadüfen aynı yeri paylaşan başka ilkokul öğrencileriyle maç yapmak, çizgi, yedi taş oynamak, yumurta yarışı, çuval oyunu, elim sende, ebe- körebe, çelik çomak vs… Aman Yarabbim ne çok oyun vardı oynanacak.
Şöyle bir düşünürsek, baharı da çocuklar yaşıyormuş…
Yanılıyor muyum, değerli öğretmenim?
*
Farkındayım, sizin hayal ettiğiniz bahar başka bahar. Hıdırelleze varmadan gelmesini istediğiniz bahar.
Ben her şeyin doğal akışında olanından, şartlar doğrultusunda gelişeninden ve değişeninden yanayım.
Zira ne özlediğimiz çocuksu günlere, baharlara geri dönebileceğiz, ne de geçmişi bugün aynen yaşayabileceğiz. Zaman o kadar çok şeyi değiştirdi ki…
Kovalamaca veya elim sende, elim üzerinde gibi oyunlar haricinde, bir kız arkadaşa elimiz değse yüzümüz kızarırdı.
Şimdi mi?
Neredeyse kucaklaşmak, öpüşmek bile doğal davranışlardan sayılıyor.
*
Büyükler de içlerindeki çocuğa uyup bir Hıdırellez günü çocukça baharı yaşasalar…
İşte baharın tadı o zaman çıkar.
Ellerindeki boyalı yumurtaları zevkle birbirine vurarak tokuşturmak ve biri kazanırken diğeri kaybetse bile bir iki şakadan sonra kırılan yumurtayı sahibine iade etmek varken…
Kazanmak ya da kaybetmekten çok, yumurtası kırılanın da kırılan yumurtasına kahretmeden zevk alarak arkadaşça ve kardeşçe hep insan yanımızı öne çıkararak, güzel günü neşe içinde geçirmek ve hepimiz için en güzel duyguları paylaşmak…
Kısaca derim ki, ne zamanın akışı, ne de suyun akış yönü değişmiyorsa;
“Kapıldım gidiyorum, gönlümün rüzgarına” şarkısını dinlemeye ne dersiniz?..
Dün elimiz değdiğinde mahcubiyetten başımızı önümüze eğiyorken, bugün kucaklaşanların iştiyakına engel olamayacağımız gibi…
Evet, her şeyin hayırlısı olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
:)
Hikmet Çiftçi
11 Mart 2016
Bir bahar diliyorum hepimize
Sevgi yağmurları yağsın ıslatsın bizi.
Umut çiçeğe dursun yakışsın bahara.
Bir papatya beyazı sarsın dünyayı
İnsanlar gülen gözlerle baksın yaşama...
yüreğinize sağlık. güzel bir şiirdi
Yumuşacık, sımsıcak, güzel dileklerle dolu bir şiir su gibi akıcı berrak ve baharı dileyen ve müjdeleyen güzel şiiri ve yazan değerli kalemi tebrik ediyorum.
Anlamı,anlatımı etkileyici harika bir çalışma,
sizi ve değerli kaleminizi
canı gönülden kutluyorum,saygılar
Lirizm öyle güzel ki bütün arzular içinde saklı ve bütün arzuların dışa vuruşu. yani beklentilerimiz. okunası anlamlı ve güzel şiirlerinizi seve seve okuyorum ++ kutluyorum. selam size
Değerli arkadaşlarım sayfama verdiğiniz emek için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.Gönlünüze yüreğinize sağlık.İyi ki varınız. Saygı ve selamlarımla.
Ne güzel bir dilek, ne güzel bir bahar çağrısı... İçim açıldı okudukça. Elbet olur dedim, neden olmasın? Bu güzelliği yaşamak isteyen yürekler çoğalırsa, hep beraber kavuşuruz o hayalimizdeki bahara...
Umutlu, sıcacık bir şiirdi. Kutladım kaleminizi yüreğinizi Hümeyra Gün Hanım. Selam ve sevgilerimle.
Şiirlerinizin genelinde olan o nahif anlatım dili bu şiirde temennilerle kendini göstermiş...
Tüm doğanın uyandığı, canlandığı, kışın ağırlığının ve miskinliğinin atıldığı bu mevsim aynı zamanda 'başlangıçları ' simgeler.... Her başlangıç da bir bitişten sonra olacağına göre.... temennilerinizin herkesin gönlüne göre ve ülke hayrına olmasını içtenlikle dilerim....
Dupduru bir Türkçe, toplumumuzun çok gereksinimi olan birleştirici ve hoşgörülü bir yaklaşımla herkesi kucaklayan mesajı güçlü şiirinizi ve sizi içtenlikle kutlarım Hümeyra Öğretmenim..... Sevgilerimle....
Bu güzel dileklere bize de katılmak düşer, düşler bile gerçek olabiliyor, olmaz olmazmış.Tarih tekerrürse hep kötü şeyler değil iyi olanlar da tekerrür eder ,aynı dileklerle bekliyoruz.. kutlarım Hümeyra hanım..sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta