Öyle Bir Aşk Ki Şiiri - Vedat Koparan

Vedat Koparan
683

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Öyle Bir Aşk Ki

-Benim Hiç Evim Olmayacak Anne/ Damsız
Gökyüzü Altında Koca Dünyayı Ev Edindim-

Bu öyle bir aşktı ki yaşama tutunmuşluğun dar vakitlerin geçitlerinde
Ne sarmaşığın dolaşık yeşil haliydi balkonda, nede bir aşk yitimiydi berbat geçen iç kırıklıkta
Kirlenen beyaz mavi bulutlarda kuşların özgürlüğe kanat açması inatla çağlamasıydı
Zaman acımasız arsızdı, atmaca vuruyordu karaltısını sırnaşık saldırganca
Bir balondan izleniyordu yeryüzü, yaşam cenderesinde dar alan teorileri sıkboğaz geçitti
Gökte uçuşuyordu toz zerrecikleri, ışık şöleninde geceler puslu yıldızlar ve ay kırıktı

Riyakârlığın kol gezdiği irin kokuları içinde
Kendini kemiren gün be gün içten içe bitiren
İsyan büyüyordu çarkların son hızla dönüp öğütülüşünde
Daralmanın verdiği bir iç küskünlük hesaplaşmasında
Dünya dört başı mahmur kırılgan bir zeminde ülkeler krizlerde
Yaşadığı kentin atıllığında işinin bozulmasıyla alt üst olur yaşamı(ları)

(Biliyordu milyonlarca insan aynı durumda yek ekmeğe muhtaçtı
Ülkenin parasının değeri sürekli düşerken
İşsizlik dört bir yandan ahtapot gibi sarmıştı
Tüketilen tüm maddi gereksinmeler habire pahalılaşmakta
Öte yandan alım gücü -ücretler alabildiğine düşük hiçbir standart yoktu
Ve gün be gün kanıksanıyordu tüm bu olumsuzlukları çeken, yaşayanlarca
Kan deryası suskusunda uykular suyolunu ararken arklar tıkalıydı

Hastanelerde insanlar rehin kalıyor ilaç alamaz duruma düşerken
Saatlerce tedavi olmak için bekliyorlar, kendi emeklerinin alın teri olan parlarla
yinede doğru düzgün tedavi olamıyorlardı, okumak bir eziyet halini alırken
Haraç mezat ruhlar, ülke zenginlikleri -kamuya ait olan ne varsa satılıyordu

Her şeyin parayla ölçüldüğü paranın gücüyle konuşulduğu bir kaostu
İnsan yitiriliyordu bu alt üst oluşta her yer bir ateş alanı çemberinde
Çeşitli manevra ve entrikalarla krizi derinleştiren unsurlar katmerleşmekteydi

İşletmeler batıp kapanırken üretim daralması yaşanıyor
Trafiğin keşmekeşinde yollarda insanlar bir iç savaştaymışçasına yitiriliyordu
Değerlerin, insanın tepetaklak oluşunda
Sanat edebiyat toplumun damarıyken kan kaybında suskun ve yetersiz kalıyor
Basın taraflı çarpıtılmış uyduruk renkli göz boyayıcı gündelikçi işlemini sürdürüyordu

Sözüm ona devlet istatistik enstitüsü vardı! Ekonomi plansızdı
Bayrağına sahtelikleri çekip kargaşa işleyişin ruhuydu
Gelip giden –değişen tüm hükümetler hiç biri köklü sağlıklı çözüm üretmiyorlardı
Gelen gideni aratırken giden hep bir kambur olup yükü vurup gitmekteydi.
At iziyle it izinin birbirine karıştığı bunca açmaz ve çapsızlıkta bunalan insan
Yer yer cinnet geçirip en yakınına kıyabiliyor yer yer ölümü seçiyordu…

Heyhat aklım gidiyor durdurun beni bir deli saçmalığının hezeyanlarında
Sür mastürbasyon çekili zamanların ipini as hangi darağacı çekerse
Bak gör özgür sesin dilek ağacın ne söyler)

“Genel bir işleyişte yönetenler yönetemezken
Yönetilenler böyle yönetilmek istemeselerde”
O denli seslerini çıkaramaz bir haldeydiler
Bir yanda refah ve alabildiğine israf
Öte yanda açlık sefalet kol geziyordu
Buna tavır alanlar her türlü vahşetle yok edilirken
Zindanlarda çürütülüp işkenceden geçiriliyordu
Her yerde kan gözyaşı bu toplumların yok edilişi çökertilişiydi
Dünya kan kaybediyor insanlık acılar çekiyordu
Bu durum daha ne kadar sürecekti sürmelimiydi?

Kan içinde barsakları deşili, ölümlerle vahşetiyle gölgesiyle, bir ucube gezinmekte
Bağrımızda kara saplı bir bıçak orospumu orospu bağrımızı kanırtarak yarmakta
Aydınlığımıza düşen bir leke, karanlıkların efendileri çağın vampirleri kanımızı içmekte
Bu ateş bu yangın bu duyuş bu dağ taş bu mavi evren bizim kazanacak yinede insan

Düşünceleri, duyguları darmadağındı
Düşleri uçkun savrulmaktaydı çapkın zamanın
Yaşanan bu alt oluşta ekmek o denli bol iken birileri için o denli azdı
Ve yaşamak için gerekli olan gereksinmeleri karşılanamaz olunmuştu.
Açlar ordusu gün be gün büyürken, karanlığa, bu havada yürüyenlerde vardı
Durum kaçınılmaz bir savaş hali hükmündeydi rehinlik çözülme noktasında

İç denizinde esen bu fırtınada ne yaptıysa yoktu çare iğrenç bir bunaltı
Medcezirlerinde kendini vuran bir rüzgârla düşen son yapraktı dalında
Bir bir kırılıyordu umut ağacının dalları, yıkılıyordu güneş vurgunu dağları
Kurtuluş yâda yaşama daha bir başka asılıp sarılış gerekiyordu bu açmazda..

Sızılar yürek kafesini paralarken
Duymak seni acının deryasında
Geçirgen duvardan duvara giden seste

Alıp başımı gitsem serserin rüzgârda
Hangi sokağına vurulsam şimdi
Bazen sakin bazen hırçın nehirlerin akışında
Hangi ağaca assam bu vurgun bedenimi

Hangi kent beni böylesine alıp götürür kendine
Her neye baksam seni görür
Seni bulurum sevdanın ateşinde

Kendi yatağını arayan
Sende anlam bulan
“karadul beşiğinin” doğurduğu
Karanlıktan aydınlığa
Yolcunum her kalkışmamda

Yokluğun sağrısında
Kırmızı kösnül zamanlar biriktirdim
Tavukkarasının unutulmuşluklarında
Geçmişinden sıyrılan çırılçıplak gecelerim

Yolculuğum korkunun onulmaz duvarını yıkar yürürüm aydınlığa
En vahşi çabuk bir ölümdür ağında gece tükenip gün erende
Renkler sevginin adaletin savaşında zamanla dansta

-Ben An be An Ölen Yaşasın Ardımda Kalan Sevdam –

Vedat Koparan 27.02.2006

Karadul beşiği-Mehmet Bardakçı (Tılsım Şiirinden)

Vedat Koparan
Kayıt Tarihi : 2.3.2006 18:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bahtiyar Arslan
    Bahtiyar Arslan

    yüreğin dert görmesin usta...enfes olmuş...saygılar...bahti..

    Cevap Yaz
  • Sacide Yaylaz Destina
    Sacide Yaylaz Destina

    güzel paylaşım için tebrik ederim,sevgiler..

    Cevap Yaz
  • Atıl Kesmen
    Atıl Kesmen

    Kutlarım Sn.Koparan Yüreğinizdeki coşku ve sevgi selini..Saygılarımla...atıl kesmen

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Vedat Koparan