Öykülerim: U Operasyonu 4. Operasyon: 's ...

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Öykülerim: U Operasyonu 4. Operasyon: 'son' Operasyon (717)

(Not: Bu öyküler kurgudur. Aşağıda okuyacağınız öyküde kurgunun son halkasıdır... Edebiyat halk içinde yapılmadır, yazarlar en az dansözler kadar cesur olmalıdır)
Karlı bir gündü... Yürüyordu peşinde koruma ordusu olmadan... Sabahın daha ilk saatlerinde. Alalede bir insan olmak isterken istemediği makamlara kadar çıkmış çoğu geceler tatlı bir uykuya hasret kalıyordu. Belki de kızacaklarıdı kendisine. Devletin en mühim adamlarından biriydi. Canı çok değerliydi. Allah korusun ya bir şey olsa. Hemen makam odasına geçti. Sıcak çayı geldi 5 dakka içinde... Günlük gazetelere baktı... Bir gazetenin manşeti ilgisini çekti. ' Osmanlı'nın Mirası Nerede Saklanıyor '... Neredeydi sahi... Acaba gazeteler yaptıkları çok gizli çalışmalardan haberdar mı oluyorlardı. Birileri haber mi servis ediyordu... Saat 10.00 gibi birazdan yanına profösör geldi...
- Sayın profösör tarihçilerimizle epeydir araştırıyoruz. Bu konu çok mühim... Bu düğüm çözülecek... Size verdiğimiz desteğin meyvelerini ise göremiyoruz. İşin enteresan tarafı bakın şu manşete. Daha elimizde kayda değer hiçbir şey yok, gazeteler nasıl manşet atıyor. Kim tezgahlıyor bunları. Hala devlet içinde yuvalanan şebekeler mi var.
Prof: Ben de o konuda görüşecektim... Bizlerin dahi çalışmaları böyle engellenmek istiyor. Efendim size sevindirici bir haberim var bugün. Dün bir beyit geçti elimize. Belkide Osmanlı'nın mirasını işaret ediyor beyit. Türkçeye tercümesi tamam ama daha işin içinden çıkamadık....
- Şifrelimi demek istiyorsunuz profösör?
- Evet evet beyitlerde kesinlikle şifre var..
- Ve henüz çözemediniz...
- Aslında tercümeden de emin değiliz. Belgede çok tahrif var. Biz ileri teknolojiyle belgenin şöyle çıktısını aldık.... Uzatır. Belgenin aslı himaye ediliyor efendim. Korunaklı bir yerde...
-Hele bir bakayım şuna... Bu konu mühim konu. O arşivleri sadece size açtık biliyorsunuz. Her türlü imkanı da sizlere sunduk... Ve biliyorsunuz bizde bürokrasi nasıl işliyor.
- Bu asırda hala eski usuller... Gece - gündüz demeden çalışıyoruz. Belirtilen zamana kadar...
- Az kaldı profösör... Hımmm. Çok ilginç şekillerde var burada...
- Evet sayın Fr.
- Mesela şu bir harf gibi... Sizce hangi harf.
- Latin bir harfe benziyor... Bu harf bence ' B' efendim...
- Hayır, hayır bakış açısı işte... O harf sanki bana 'K' GİBİ GELDİ... Bakın profösör bu belge sandığınızdan da önemli, Osmanlı'nın vasiyeti bu belge. Keza öyle olmasa buna son padişah Vahdettin şuradaki ibareyi koydurtmazdı. Daha önce bu ibareyi ben bir kaç evrakta gördüm... Ne yazıyor orada siz çözebildiniz mi.
- Evet çözdüm. ' Geleceğe ' yazıyor...
- Bence eksik çözmüşsünüz profösör. Ben de ' Gelecek çocuklara' olarak çözdüm. O kelimenin hemen bitişiğinde üç beş çocuk tasviri var. Belkide hanedanın çocukları, belkide bu ülkenin çocuklarına bu not. Bu belge bende kalabilir mi?
- Tabi ki efendim...
- Sizden Arşimet' e söz ettim, sizinle tanışmak istiyor. Bir akşam yemeği ayarlayabilirim...
- Çok sevinirim... Ve efendim 'Türkçesini' okudunuz sanırım... Osmanlıca zor bir lisan... Türkçeleştirirken çok zorlandık...
- Evet önce türkçesini üstünkörü okudum. Ve kesinlikle şifreli bir beyit... Buradaki şifreyi hemen çözmeliyiz. Bu konuda Arşimet Bey'e çok güveniyorum... Birde Hayat Bey hayatta olsaydı... Bu muammayı hemen çözerdik...
- Size de o beyitin devamı da varmış gibi geldi mi...
- Sesli olarak okur... ' Beyaz içinde saklanmış ay ve yıldız,
Yıldız ve ay girmiş kara ve beyazın arasına
Bende kar- ın tam ortasına yıldız sakladım...
Ve
Mirası ararsan beni iyi dinlemelisin...'
Diyor... Ve bence kesinlikle beyit'i kastetmiş. Yani devamında bir şey yok... Yani söyleyeceğini söylemiş... Biz ne vefasız bir milletiz. Bu belge bugüne kadar bekletilir mi? Bugüne kadar neden el sürülmez son padişahın yazdıklarına. Allah bilir ya son yazdıkları bunlardan ibaret değildi... Belkide yaktılar, belki de saklı nice vesikalar var daha... Arşivlerin en derinliğine inemiyoruz ki!
- Evet haklısınız. Beyite dönersek mirası ararsan beni iyi dinlemelisin diyor. Sanki mirası sonra açıklayacakmış gibi.... Ve o 'B' harfi diye ortak kanıya vardık biz...
- Aranızda 'K' diyen hiç olmuş muydu?
- Hiç biri demedi...
- Ama bence o 'K' harfi... Hat sanatını çok iyi yansıtmışlar.... Biraz yanlız kalmak istiyorum diyecekleriniz bitti ise... Malum devlet işleri beklemez....
- Tabi tabi efendim... Hoşçakalın FRENKEŞTAYN... Size neden böyle dediklerini anlıyorum...
- Allah'a emanet olun. Sizden daha çok istifade edeceğiz. Kapıya kadar uğurlar....
' Kapıdan çıkarken düşünmeden edemedi... Biz iki gündür çözmeye çalışalım, kafa patlatalım, sen kalk sanki her şeyi iki dakikada çözmüşsün gibi... Yok beyitin devamı yokmuşta,yok B değil K mişte... Hayır işte aksine tamamlanmamış bir beyit bu. Son dize yazılsa miras ne görürdük. Ne olabilir ki miras dediği.... Kurgular kurmasak olmaz.... Attarafı bir kağıt... Hiç bir önemi yok, üstelik canımızı dişimize katan biz, nemalanacak onlar olacak. O gazete manşetlerini de onlar attırıyor. Hem gizli yapılacak diyorlar, hem deşifre ediyorlar. Hem bu evraklar bunca yıl neden gün yüzüne çıkarılmadı....' Neyi bekliyorlardı. 2023 yılına hazırlık bunlar şimdiden kamuoyu oluşturuyorlar. Aman yarabbim neler düşünüyorum... Sus Nizam sana düşüne verilen görevleri ifa etmek.
Arkasında yürüyen adamlardan habersizdi. Karlı yolda yürürken bu düşüncelerden hiç farketmedi...
*** *** ****
Bir beş dakika kendi kendisine düşündü... Sonra eline kırmızı telefonu aldı...
- Bugün canlı yayından evvel görüşme talep ettiğimi bildirir misiniz... Ya da hemen sonra.
- Efendim size 5 dakika sonra dönsem olur mu... Kendilerine bildirmeliyim...
Konu çok mu mühim acaba?
- Konu mühim ama müsait olduğunda konuşsak daha doğru olacak... Kaygılanacak bir durum söz konusu değil...
İçinden (Ne bu manşetler ya....!) Seslenerek bana T. Gazetesinden Ali Ekber beyi bağla kızım...
....
Görüşmesi bittikten sonra bu sefer ceketinin dış cebindeki telefona elini attı... Arşimet' e ulaşamamıştı ama durumu 'Rasputin' e demeliydi...
Bir kere çaldırdı bıraktı... İki saniye sonra tekrar çaldırdı ve bıraktı...
*** *** ***
Elindeki belgeyi evirdi- çevirdi...
'Nereye sakladın Osmanlı mirasını' diye düşündü...
Evet bu kesinlikle 'K' harfi olmalı... Üzerinde bir küçük noktada var... Burası başlangıç noktası olmalı... Peki nereden başlayacağım?
Telefonu çaldı...
- Bu kadar mühim ne var?
- Efendim Osmanlı'nın veraset ve intikal işlemleri hızlandı...
- Bak buna çok sevindim Frenkeştayn... Arşimet' in ışığından istifade ediyorsun sanıyorum... E ne öğrendin bakalım... Ne çıktı o belgelerden. İşe yarar bir belge olacağından emindim...
- Efendim profösör vardı yanımda. Bir belge sundu bana... Ben ilk size ulaştım. Malumunuz 'Canlı yayın' var... Bu konuyu ilk sizinle mütalaa edeyim dedim... Üçümüz bir araya gelip görüşsek daha doğru olacak... Telefonda görüşmek riskli oluyor...
- Nasıl bir belgeymiş... Bak doğru dedin, telefonda görüşmeyelim bu konuyu. 'Yeşil oda' yı hazırlansın talimatını veriyorum. Bu gece mi, yarın mı sen karar ver...
- Gece daha iyi olur efendim...
- Biz ne zaman uyuyacağız sakin bir kafayla peki?
Bize uyuma diyorsunuz....
(Gülüşürler)
- Uyursak nasıl yakalayacağız ve geçeceğiz Amerika'yı efendim...
- Haklısın Fr. Bende hem AB'ye girmeyeceğiz diyorum Hem de... Şu manşet işi canımı sıktı. Ali Ekber bey'e de fazla yüklenme. O da sonuçta görevini yapıyor. Bu ülkede basın istediğini yazabilmeli. İstediği gibi çalışmalar yapabilmeli. Devlet elini çekmesi lazım. Yıllardır basın üzerinden çok eleştiri aldık. Kapatmalıyım Frenkeştayn...
Ve telefon kapandı... Saatine baktı... 14.53' tü tam... Yine saatine İstanbul'a göre ayarlamış tam diye düşündü...
*** *** ***
Beyaz içinde saklanmış ay ve yıldız... Beyaz, beyaz ne olabilir.... Yıldız ve ay girmiş kara ve beyazın arasına... Niye kara önce yazılmış... K. Kara....
K kara demek olabilir mi acaba... B' de olabilir bu dersek B' de beyaz dersek... Bende kar'ın tam ortasına yıldız sakladım... Kar... Evet burada da beyaza işaret var... Peki yıldız ve ay ne demek...Kar'ın ortasına yıldız.... Buldum! ! !
- Efendim düşündüklerinizi bende düşünmedim değil.... Ama size tevekkeli Arşimet demiyorlar... Hemen Buldum dediniz...
- Frenkeştayn sanırım ay ve yıldız ne demek onu buldum... Düğüm Ay ve yıldız da zaten...
- Karın tam ortasında yıldız... Şöyle sorayım hani denizin ortasında 'N' Var derler ya...
- Evet...
Yıldız A olmasın...
- Peki Ay ne... O da....
'Beyaz içinde saklanmış ay ve yıldız''
İkisi birden...
Ay' da 'e'
- Haklısınız gibime geliyor...
- Kara ve Beyaz arasına ay ve yıldız girdiyse bu durumda şifre de...
- Kabe oluyor...
- Peki o harf ya 'B' ise...
- B olsa idi bence beyaz ve kara derdi...
- Keşke Hayat Bey olsaydı yanımızda... Keşke Azrail biraz daha almasaydı elimizden... O bu konularda çok derindi....
- Efendim keşke canlı yayını yapsaydınız, ertelemeseydiniz..?
- Bu ziyaret daha makbul oldu... Şimdi CNN' e geçebilirim...
*** *** ***
Efendim canlı yayın başladı...
- Kapalı kapılar bir bir açılacak. Türkiye Osmanoğulları'nın mirasına sahip çıkacak....
Ses ver kızım, biraz daha ses ver...
Kalp gözü açık bir adam diye düşündü... Kalp... Acaba K harfi kalp'te olabilir mi... Hem Kabe'de zaten Ümmet- i Muhammed'in kalbi değil mi... Demek ki bu K harfi'de Kabe'yi simgeliyor... Ve bu Kharfi bir nev-i harita!
- Yani halifelik geri mi gelecek. Miras derken onu mu kastediyorsunuz?
- Ne kastettiğimi pek yakında herkes öğrenecek...
*** *** ***
18 Ağustos 2018... Yeşil oda. Saat 23.53 suları...
- Frenkeştayn yine yanıltmadın bizi....
- Efendim hemen söyleyeyim düğümü 'Arşimet' çözdü... Şifreyi o 'Buldu'...
Ve tek başıma benim çözmem biraz hatta biraz değil çok zormuş...
- Ceddimiz en iyi şifreciymiş.... Bu illuminati demişlerdi geçmiş yıllarda, ceddimizin yanına yanaşamazlarmış değil mi?
- Aynen öyle efendim...
- Peki artık bizde 'U OPERASYONU' startını verelim mi... Ekibimiz bu konuda yeterli mi ve tamamen hazır mı?
- Ben ekibime güveniyorum efendiim...
Arşimet Bey: Onlar bize gecikmeli gelmişti... Bizde onlara gecikmeli gidiyoruz. Devlet Politikası olarak bu yerinde bir karar dı zaten... Ve gitmişken atalarımızın mirası ile dönmek halkımızda doping yapacaktır. Hem bir başsağlığı dileriz... Kral ölmüştü malumunuz... Çok sık kral değiştirmeye başladılar. Acaba dış mihrakların oyunu mu...
Rasputin Bey: Bu ziyaret benim açımdan da iyi olacak... Gitmişken Umre'yede çıktık deriz. Fr. Bey siz o sırada emanetide çıkartırsınız. Ve hiç ses çıkarmadan nakledersiniz... Duyulursa Allah korusun çok gürültü çıkar... Ve kimseye laf anlatamayız...
Frenkeştayn: Bir taşla 3 kuş efendim...
Arşimet Bet: Bence kuşları tam sayamadın beş kuş oldu bu...
R..Tin Bey: İşin sonunda dünya ve araplar bizi şeytan taşlar gibi taşlamasınlar da...
A....t Bey: Dünya taşlasın mühim değil. Biz ülkemize hizmet edelim ve tek taşını dahi muhafaza edelim ve ceddimizin mukaddes mirasına sahip çıkalım da.
Fr. Bey bütün yük sizin omuzlarınızda olacak yine. hadi aslanım bütün ayrıntıları tek tek gözden geçir... Ak kefeni giymeden ülkemize bu hizmetide yapalım.... Birde o belgenin aslını istiyorum...
- Sabah masanızda olur efendim...
- Mümkünse bu bir saat içinde olabilir mi?
- Emredersiniz efendim... Müsadenizle o zaman bir telefon görüşmesi yapabilir miyim?
- Zaten toplantımız da bitti.. Tabi tabi... Sen işine bak. Biz Arşimet2le bir konu daha görüşeceğiz... Siz işinize bakın kardeşim....
Bu bugüne kadar ilk defa 'kardeşim' demesiydi...
Minnetle yüzüne bakti... Çok demek istedik ama hep içimizden dedik...
- Anlaşıldı ağabey...
- Hadi ağlatma beni!
*** *** ***
Üç dakika sonra odaya döndüğünde yüzü kıpkırmızıydı...
- Efendim belgenin aslı yokmuş...
- Naıl olur, diye hışımla ayağa kalktı Rasputin. Ve masaya hırsından yumruğunu vurdu...
- Bizi gene birileri dinliyor olmasın, dedi Arşimet...
- Hayır hiç sanmıyorum... Frenkeştayn soluk soluğaydı. Bu arada kırmızı telefon çaldı. Kırmızı telefonu sadece üçü kendi aralarında kullanıyorlardı, üçü de birbirinin yüzüne baktı... Üçü de aynı oda içindeydiler, peki kimdi arayan...
- Belgeyi kim aldıysa onlar arıyordur... Fr. Bey
R...tin Bey: Sanırım benle görüşmek isteyecekler.
Arşimet Bey: Soğukkanlı olmalıyız.... Bu ülke için bir aradaysak...
Telefonu açtı RBEY..
.- Beni iyi dinle. Profösörünüz elimizde, belge de elimizde. Yaşayıp yaşamayacağına o odadakiler karar verecek...
Telefondaki adamın son cümlesini dinlemeden telefonu kapattı...
- Fr. Bey profösör belgeyi çözmüş müydü. Ve onunla bu odada mı görüştünüz...
- Bu odada idik. Belgeyi ise çözememişti efendim...
- Peki bunlar çözebilir mi?
- Sanırım çözebilecek olsalar bizimle irtibata hiç geçmezlerdi...
Telefon yine çaldı...
- Bunu siz istediniz. Hopörlere vermişlerdi sesi...Profösörünüz cennete gidecek! Ama dünyada cehennemde yana yana... Bunun aksi olsun istiyorsanız yapacağınız bir U Operasyonunu daha yapmayacaksınız...
Telefonu aldı eline Arşimet Bey...
- Bu ne küstahlık... PDDY^denseniz eğer bu yiğitliğe sığmaz. Sizler kimlerseniz pek yakında Ak divan'a çıkacağınıza eminim.
Telefonu Rasputin aldı...
- Bu U Operasyonu yapılacak. Buna değil siz hiçbir gücü karşı gelemez. Biz davamızdan dönmeyiz. Sizler döndürebilirseniz döndürün hadi... Yapabileceğiniz herşeyi deneyin. Biz bu uğurda canlarımızı hiçe sayarız. Alçaklıkla uğraştığınızdan bunları bilemezsiniz tabi.
- Sizler hala bizii iyi anlamadınız sanırım!
- Sizi çok iyi biliyorum. Sizde beni çok iyi biliyorsunuz! Yapacağım dediğim her şeyi yapacağımı da bilin. Bu operasyon hepinizin kökünü kurutacak. Çok az zamanınız kaldı. Bence bir an önce bavullarınızı toplayın gidin bu ülkeden!
- Dinle öyleyse....
' Baba.... Babaa... Ahhhh.'
24 saatiniz var... Ve bir kere daha telefonu ben kapatmadan kapatırsanız size başka şeylerde dinletirim... Kızınıza kötü davranılsın istemezsiniz değil mi? Telefon kapandı...
Yıkılmıştı tek kelimeyle. Kendisini toparlamalıydı hemen...
- Operasyon U hemen başlayacak... Frenkeştayn bütün yetkiler sizde. Biz ülkede kalacağız.... Telefon nereden gelmiş arkadaşlar umarım çözmüştür! Arşimet Bey kızım ellerinde. Ben zaman kazanmaya çalışacağım... Ziyarete sizde gitmeyin... Frenkeştayn size benzeyen arkadaş bu işin sonunda ölmeli... Operasyonu sizin yönettiğiniz ise bilinmemeli... Zaten olağanüstü bir duruma da hep hazırdık...
- Emredersiniz efendim.
- Arşimet Bey. Bence bu belgede iki şifre gizli... Biri Kabe kesin... Ama ikincisi 'Beka'... Ülkemizin bekası için gözümüzü hiç kırpmadan ölebilecek ve tereddüt dahi etmemeye yemin ettik biz.... Allah Muzaffer eylesin... Gazanız şimdiden mübarek olsun...
A...t Bey: Benimm anladığım zamanında bizimkilerden Osmanlı'yı isteyenler şimdi Türkiye' yi istiyorlar... Ama biz, bizden öncekilere hiç benzemediğimizi hala nalamadılar.... Bu Operasyon ya- pı- la- cak VE bu sefer son olacak... Görürsün Cumhuriyet ilelebet yerleşecek bu ülkeye. Kaybedenler biz değil onlar olacak. Hem Osmanlı'ya hem Türkiye'ye daha çok sahip çıkacağız...
Telefon çalıyor....
FRBEY yerlerini buldunuz mu?
- Hayır efendim...
Telefonu açtı.... Son U Operasyonu bir daha yapılmamak üzere iptal ediildi...
- HAH hah haaaa yola gelin işte... Bir daha hiç duymamacasına tarihe gömüldü değil mi?
- Evet...
Tarih 19 Ağustos 2018' di... Üçü hep beraber Ata- sofya' da sabah namazını eda ediyorlardı... Biri uzaktan görüntülemişti... Rasputin Bey'in kızı bırakılmış ama Profösör katledilmişti...
Aynı saatlerde ise Frenkeştayn Kabe yakınlarında idi... Yüzünden geçmişti bu son görev için... Sadece yüzünden mi arkadaşları gibi canından da!
- Bir taşla iki kuş vurduk efendim....
- Hayır bence 10 kuş vurduk! ! ! !
Ama kuşlar bize çok pahalıya mal oldu... Kutsal topraklara gömülmek her vatan evladına nasip olmaz diye teselli oluyoruz...
TGRT Haber' de canlı yayına son 5 dakika var efendim.
- Artık ülkenin her şeyi bu kahramanları öğrenme günü geldi...
Hazır mısın yapılan operasyon- U operasyonunu ayrıntılı şekilde açıklayacağız. Cengiz Bey siz Frenkeştayn gibi yakınsınız bana. Ama o başkaydı. Kutsal topraklarda yaptıklarıyla Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu 'İftihar ' ediyor onunla...
- Efendim o bulunan kitap...
- Sus. Biz biliyoruz ki kutsal kitap bir tane var. O da yüce kitabımız... Bu bulunan da tahrif edilmiş 'Çok eski bir İncil'den başka bir şey değil '. Ama bunu kimseler bilmeyecek... Senden ben bile...
AH Fr... Keşke 'emekliliğe bu kadar erken ayrılmasaydın ' dediğini içinden ise bir tek ben duydum...
SON
27.01.2015
Saat:14.53

İbrahim Arslan

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 27.1.2015 13:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Arslan