Öykülerim: Süleyman'ın bir günü (483)

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Öykülerim: Süleyman'ın bir günü (483)

Güneş doğdu. Sarayında uyumamıştı bu gece. Gece yarısına kadar yıldızları seyretmiş, kalbini açmıştı yaratıcıya... Rüzgarla haşir neşir olabiliyor, hayvanlarla konuşabiliyor, cinlere emredebiliyor, rüzgara hükmedebiliyor ama yine de kendisini yanlız hissediyordu... Yaratıcı ne muazzam imkanlar vermişti kendisine. Acaba daha ne isteyebilirdi... Herşeyi vermişti kendisine ama yok muydu hiç veremeyeceği... Hazreti Musa düşüp bayılmıştı... Dağlar yarılmıştı yaratıcı tecelli edince...

Ah Süleyman, dedi... İşte ne kadar yanlızsın... Bir kuşun huzuru yok sende! Bir baykuşun şükretmesine tanıklık etti... Bir yaprağın, bir ağacın... Rüzgar nereye yetişmeye çalışıyordu böyle...

Herkes, herşey kendi halindeydi... Herşey normal seyrinde işliyordu. Sabah ictimasında kuşlardan bir eksik vardı... Hüdhüd kuşu neden yoktu? Başına buyruk hareket ediyorsa vay haline, dedi Süleyman... Herşey görev yerine dağıldı. Hayatında bir eksik vardı ama bu eksiğin adını bilmemek canını sıkıyordu...

...

Hüdhüd kuşu gelince hemen bana uğrasın! Bakalım nerelerdeymiş.

...

Hüdhüd kuşu Süleyman'ın sınırlarından çıkmıştı o gün. Belki de yaratıcı çık demişti... Belki de yaratıcı unutturmuştu ona Süleyman emrinde olduğunu... Sebe ülkesine gelmiş bir sarayın camına konmuştu. Orada düşünceli bir kadın gördü... Tahtı vardı kadının. Bak sen dedi dünyada demek ki Süleyman'dan başka hükümdarda varmış. Ama daha sonra gördükleri şaşkınlığa uğrattı Hüdhüd'ü... Bunlar Allah'ı (C.C) BİLMİYORLAR da güneşe tapıyorlar Ya Hu?

Hemen bunu iletmeliydi... Öğlene doğru huzura kabul edildi...

...

Bu gördüklerin seni affettirdi, dedi Süleyman... Şu dünyanın sadece ben hünkarı olmadığına sevindim...

Hazreti Süleyman öğlen ictimasında Hüdhüd'den aldığı bilgiler doğrultusunda kafasında oluşan sorulara cevap buldu. Bütün cinleri huzuruna istedi ve İnsanları...

Kim, dedi kim bana Sebe melikesinin tahtını en kısa zaman diliminde getirebilir... Cinlerden biri 5- 10 dakikada tahtı getirebileceğini söyledi... Ama insanlardan biri o cine meydan okudu. Kendisine ilimler verilmiş bu insan ben dedi o tahtı size Allah'ın izniyle gözünüzü açıp kapayıncaya kadar getiririm...

...

Kimdi bu insan...

Ölümsüz müydü, Hızır mıydı!

Süleyman'dan daha mı üstündü. Zira Süleyman'ın bile böyle bir gücü yoktu. Kendisine verilmemişti işte. İşte bir eksiği daha çıktı Süleyman'ın... İstediğini yaptırabiliyor ama istediği her şeyi kendisi yapamıyordu...

..

Pekala yap bakalım, dedi... Ve emir verdi o insana...

...

Gözünü kapadı ve açtı... Taht ayağının dibindeydi... Sen insan olamazsın. Sen herhalde bir meleksin dedi...

Cebrail'misin?

Hayır...

Mikail...

Hayır... Ben aciz bir kulum sadece dedi... Gidiyorum demeye gerek görmeden gitti... Kimdi bu! Bu yüzünü bile bugün gördüğü... Şeytan mıydı yoksa!

...

Hüdhüd kuşu Belkıs'ın camından içeri girdi. Hazreti Süleyman'ın mektubunu bıraktı...

Belkıs aynı gün mektubu gördü...

Bismillahirrahmanirrahim...

Diye başlıyordu mektup...

Okudukları şaşkına çevirdi Belkıs'ı. Demek Süleyman ağaca, kuşlara, cinlere hükmediyor ha! Vezirleri ile durumu konuştu... Süleyman'ın gücünü kabul edecek ve artık güneşe tapmayı bırakacaklar mıydı? ...

Akşam oldu... Allah'a şükretti... Zira Belkıs ordusu ile memleketine geliyordu! Hiç görmeden ona karşı bir duygu hissetti... Kalbini yokladı Süleyman...

Belkıs çok güzeldi Hüdhüd'ün demesine göre... Ve tam da Süleyman'a göre, ayarında... Yüce yaratıcı Süleyman için yaratmış bu insanı! O size Allah'ın 'siz istemeden verdiği bir lütfu' Olmalı...

Belki Süleyman bundan daha fazlasını istemiyordu... Bakalım tahtını yarın tanıyabilecek mi! Öyle bir sürprizi vardı ki Belkıs tahtını tanırsa onu bir de sudan ıslanıyor sanacaktı ki!

Yarını düşünerek uyudu Süleyman... Ve Süleyman mülkünde her canlı Allah'ı anarak, şükrederek uyudu...

DEVAM ETMEYECEK...
05.03.2014

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 18.3.2014 09:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Arslan