Öykülerim: Neşe'm (518)

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Öykülerim: Neşe'm (518)

O'nun doğum günü hediyesi bir kitaptı.

Aynı mahallenin çocukları idiler. Biri zengin kız, biri fakir çocuk. Çok iyi arkadaştılar. Selahaddin, Neşe, Neşe’nin kız kardeşi Gülcan, Bedir, Orhan… Saklambaç oynadılar, misket oynadılar…

Ve günü geldi Selahadddin’in gözleri sevda ile baktı. Yüreği büyüdükçe, büyüdü. Bir başka çarptı… Aynı okulda okumadılar. İlk okulları ayrıldı. Ara- sıra değil, ayda bir değil neredeyse yılda bir görüşmeye başladılar büyüdükçe… Köyde kütüphane açıldı… Kız ise şehirde oturuyordu artık, taşınmışlardı… Selahaddin o kütüphane’de çaycılık yapıyordu… Kahvelerden okuyacak insan avı yapıyordu. Bir kitap okutmak ne zormuş… Gençler kütüphane’ye bilgisayar hatrına geliyordu… Kütüphane’de çalışırken bir kitap okudu. Henüz 17 yaşındaydı. İçindeki duyguların ‘Aşk’ olduğunu fark etti. Bu okuduğu kitabı bu 8 Kasım’da vermeliydi Neşe’ye… Yıl 2002’ydi.

Neşe’yi çok seviyordu… Babası da bunu öğrenmişti. O’na yazdığı mektubu birde o okuyunca… Hediye vereceği kitabın arasına koydu mektubu. Babasını ise hiç duymadı…

-Selahaddin, haddini bil oğlum dedi. Onun gözü yükseklerde...

- Aşkın da haddi, hududu olur mu baba diye kalbinden geçti ama diyemedi... Başını önüne yıktı… Aşkın hududu olmaz ki, olur muydu?

***

Kız ruhunun ve bedeninin güzelliğini yitirmişti. Eski günlerinden esamesi kalmamıştı bugün/şimdi. Sevgiye, sevdaya kucak açmamış, yürüdüğü yola bakmamıştı. Ne kadar çabuk geçmişti zaman. Paralı adam Cem'e ruhunu peşkes çekmişti resmen. Para saadet mi getirirmiş... Kısa bir zaman süren saadet belki. Porşe arabasını prensin beyaz atını değişmişti. O zaman ne verebilirdi ki diye düşünüp reddettiği Selahaddin’i aradı gözleri bu doğum gününde.

11 yıl önce verdiği doğum günü hediyesi olan kitabı hiç okumamıştı. Neydi kitabın adı, bunu bile bilmiyordu…

***

Selahaddin yakışıklıydı, delikanlıydı, mertti. Ama fakirdi. Fakirliği tek kusuru olmasa seve seve onunla yuva kurardı. Selahaddin’in kendisini sevdiğini çok iyi biliyordu. Yine de kader yazdıysa bozsun dedi ve Cem’le evlendi üç yıl önce… Bu doğum gününde ilgi, alaka gözler hep Onun üstündeydi… Ama o bir erkeği Selahaddin’i arıyordu. Meğer Cem en büyük yanlışıymış hayatının. Cem başka kadınlara gider olmuş, çocuğunu bile sevmeyen bir adam olmuş çıkmıştı. Kumar masalarından evinin yolunu bulamıyordu. Herşey vardı, para vardı ama mutluluk yoktu Neşe’nin hayatında. Neşe’nin hayatında neşe yoktu..

Kendisini bir zamanlar çok seven adam ise mutluydu. Bugün 8 Kasım’dı. Kitap aklına geldi, neredeydi şimdi bu kitap. Herkesten kaçtı, kitaplıkta bulamayınca çekmeceleri karıştırdı. Her yeri didik didik etti. Sonra 11 yıl önceye gitti… Doğum günü hediyesini verdikten sonra çekip giden Selahaddin umrunda bile olmamıştı o gün. Ve umrunda da olmamıştı hediyesi… Hatırlamıştı o sıra bir arkadaşına göstermişti kitabı. Ve kitabın adıyla bile kafa bulmuşlardı… Neredeydi bu kitap şimdi… Annem bilir, bilirse dedi… Tekrar kalabalığın içine girdi, annesini buldu. Gürültü- patırtı- şamata o biçimdi. Kendisinin doğum günüydü ama kimse kendisini umursamıyordu.

Yani kitap o kadar yakınmış ki O’na, o bile şaşırmıştı. Kitabı da alıp evden çıktı gitti… Karanlıkta yürüdü… Sonra bir kafeye girdi…

Kitabın kapağında bir kalp çizilmiş okların gösterdiği harfler ‘S’ VE ‘N’ idi… Selahaddin ve Neşe… Burnu sızladı bunu görünce… Gözleri doldu…

Asıl sürprizi mektubu görünce yaşadı. Demek kitabın içinde kendisine bir de mektup vardı ha… Neden zamanında bakmamıştı ki!

O günü hatırladı… Selahaddin hediyesini verirken bir şeyler söylemek istemişti. Ama yutkunmuştu… Şimdi burada mı yazıyordu söylemek isteyipte söyleyemedikleri…

Neşe o güne gelse tekrar. O güne gelsem tekrar keşke diye düşünüyordu... Anlardım halinden. Fakir demezdim yükseklerde gözüm olmazdı. O gün baksaydım keşke şu kitaba. Elindeki mektup ıslanmıştı, ağlıyordu…

Ne yazıyordu mektupta. Tekrar okudu…!

Neşe'm.

Sensin benim gecem, gündüzüm. Seni sevmesine engel olamadım kalbimin. Bu satırları tüm cesaretimi toplayıp yazıyorum. Sen bizim mahallemizin gülüsün. Çocukluğumuz ne güzel geçti değil mi. Ama büyümüşüz bak. Büyümüş kalbimiz. Sana verdiğim kitabı okursan yazamadıklarımı o şekil anlatmış olacağım...

Ben yarın gidiyorum bu mahalleden. Ve bu mektubu yazarken çok düşündüm. Neşem diye başladım sen bana cevap vermezsen ne neşem kalacak ne gece gökte ayım. Biliyorum kör bir cesaretim var. Biliyorum bu mektubu belki hiç okumayacaksın. Senin pırlanta gibi kalbin var be benim kalbimse bakırdan. Seni sevdimse sevmek suç değil, suç olmamalı. Seni sevmek en güzel şey benim için. Karşılık vermezsen de bunu bana çok görme.

Neşe’m… Biliyorum olmayacak bir hayal bu. Kapıldım, uyanmalıyım artık belki. Ne olur bu mektubu bir gün okursan aşkıma ağlama. Saf ve temiz kalsın yine. Eğer sen başka yolu seçer ve başkasının olursan sana hep mutluluklar dilerim. Mutluluğun beni de mutlu edecek. Fakir olmak suç değil. Sevmemek suç. Aşkı bilmemek suç. Hem ilerde belki ben de zengin olurum kim bilebilir.

Kütüphane sen yoksun diye sıcaklığını kaybetti… Kitaplar sana, bana darıldı…

Keşke şehre hiç taşınmasaydınız…

Keşke hep çocuk kalsaydık.

Seni Seviyorum ama bunu sana söylemekten çok korktum. Bu akşama doğum gününde söyleyebilir miyim, bilmiyorum ki… Keşke bağırsam seni sevdiğimi. Hep susmadan, söylesem defalarca… Bu mektuba yazmakla iyi mi ettim. Umarım okursun. Okursun canım… Şimdi bana gülüyorsundur…

Ya da hiç okumayacaksın. Bir gün okuduğunda geç kalmışsan, hiç okumamış gibi devam et yoluna.

Neşe Kız. Ne çabuk geçiyor zaman. Biliyorum bu mektubu okuyacaksın. Bir gün bana cevap yazacaksın. Hep bekleyeceğim biliyor musun...?

***

Yıllar geçmişti işte... Selahattin haddini bilmiş kendi gibi biriyle bir düzen kurmuş. 3 çocuğu olmuş, ARADAN GEÇEN ZAMAN ZARFINDA. Eşini seviyor, mutlu üstelik. Ama aşk? Aşık olduğuyla olmalı değil mi insan. Yüreği susturmak, kelepçelemek, prangalamak doğru mu? Başka birine o aşık olduğuna gibi çarpar mı kalp...

***

VE Selahaddin bir daha haberdar olamamıştı evlendiğini öğrendiğinden sonra O’ndan. Memuriyet hayatına devam ediyor. Bu doğum gününden sonra ise Neşe psikolojik tedavi görmeye başladı. Herşeyden soğumuştu…! Oğlundan bile…

Şimdi bu öykünün devamını yazayım mı! Yüreğim kaldırırsa ve yaz derseniz yazacağım...
06.10.2013

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 19.3.2014 08:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Arslan