Bir masal kuşu konuyor düşlerime… Acaba bu İ..... b...nın masal kuşu olabilir mi çok benzettim. Ne olduğunu anlayamadan ve birden bir düşe düşüyorum…
Yemyeşil ucu ve bucağı olmayan bir vadi düşlüyorum. Üzerine minik ama yürekli masal kahramanları yerleştirmek için… Belki de dünyanın yarısını sihirli masal sözcükleriyle bu vadiye dönüştürebilirim. Tabi dünyanın diğer yarısını başka bir masala ayırmak için boş bıraktım. Aynı zamanda gezegenleri, aynı zamanda ayı, aynı zamanda güneşi ve küçük bir yıldızı… Diğer yıldızlar mı? Onlar olmaz, onlar sadece benim, masallar dünyasındaki beyaz atlı prensimin hediyesi… : )
Nerede kalmıştım, dünyanın yarısı kadar bir yer, yemyeşil vadi… Yemyeşil ağaçlar… Ve ortasında küçücük bir ev, mavi panjurları yok ama olsun az olsun, öz olsun. Bu küçücük evin etrafındaki birbirinden güzel ağaçları… En çokta elma ağacı var bu evin bahçesinde, ağaçtaki elmalar büyük ve kıpkırmızı… Bu kadar betimleme bir masalın girişi için yeterli bence…
Şimdi benim düşlediğim kahramanlarına gelelim… Ağaçların arasında gezinen bir kız var, gözleri parlıyor, duru bir güzelliği var, adı da Bella! Diğer kahramanım bir erkek, çok yakışıklı değil yani kızın yanında biraz sönük kalıyor ama bir atı var bembeyaz o yeter dikkat çekmesine… Adı da Davut!
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta