Ya Şimdi Ya Asla AHMET ÜNAL ÇAM
Genç adam, gazete almak için yolunu uzatmış ve işe gitmek için ilk defa geldiği bir otobüs durağında beklemeye başlamıştı. Havada bir bahar kokusu içinde sebepsiz bir neşe ile şarkılar mırıldanıyordu.
Birden gözü, yeşil kazaklı, uzun saçlı kıza takılmıştı. Ne kadar güzel olduğunu düşündü. O anda genç kız gökyüzüne bakarken –aklından ne geçtiyse- tatlı tatlı gülümsemişti. Genç adam; “Gamzeleri ne çok yakışıyor, ne güzel gülümsüyor” dedi kendi kendine.
Güzel kız, gamzeli gülüşü ile gökyüzüne bakarken, genç adamın kendisine baktığını fark etti, utandı. Başını başka tarafa çevirdi. Fakat başını çevirirken, genç adamın da utanıp, telaşlandığını fark etmişti. “Bu devirde utangaç erkek ha! ..” diye tekrar gülümsedi. Merak etmişti işte, dayanamadı, yavaşça bakışlarını delikanlıya çevirdi. Delikanlı, hâlâ utanmış vaziyette, başka taraflara bakmaya çalışıyordu. Bir genç kızı rahatsız etmiş hissediyordu kendini. Oysa genç kız, güzelliği nedeniyle çok rahatsız edilmiş ve kendisini bakışlarıyla dahi rahatsız etmeye çekinen bir delikanlıyla karşılaşmak çok hoşuna gitmişti.
Yalım yalım tutuşur kardan örtüler
Yaklaşan güneşin altında
Açar kollarını pencereler
İyiliğin yolları boyunca