TAKSİ 15-08-1995
Taksisi ile cadde ışıkları altında yol alıyordu. 'İki-üç müşteri daha bulursam eve dönüp uyuyacağım. 'diye düşündü, yorgundu. Taksisine bir an sevgiyle baktı, mırıldandı; 'Ekmek teknem' Gözü önce yolda sızmış bir sarhoşa sonra da çöpleri karıştıran birine takıldı. Kendisini kıyasladı sevindi; 'İyisin, iyisin! .. '
Saatine baktı, bir Of çekti, 'Bir müşteri çıksa artık, boşa dolanıp duruyorum. ' Ertesi gün abisine gidecekti, erken kalkacağı için, evine erken dönmek istiyordu. Fakat herşey insanın istediği gibi gitmiyordu ki. İçinde hafif bir öfke ile abisini düşündü; 'Ah! .. abi, bırakmadın şu kumarı, borçlanırsan tabi yakana yapışır tefeciler. '
Bir daha derinden of çekti, 'Gerçi parayı bu gün bul diyordun ama olmadı, sabah borç-harç parayı bulup seni tefecilerden kurtaracağım. Ama böyle devam edersen beni de yakacaksın, aileni de! .. '
Tam böyle düşüncelere dalmışken tali yoldan çıkan bir adamın el salladığını gördü, sevindi. Taksisiyle hemen adamın önünde durdu. Adam taksiye bindi ve telaşla anlatmaya başladı; 'Lütfen acele edin, şu ara sokakta' Taksici rahatsızlanan birini alacaklarını zannetti ama adam konuşmaya devam ettikçe canı sıkıldı; 'Aman Allahım, korkunç birşey adamı dört yerinden bıçaklamışlar. Adam nerdeyse kan kaybından ölecek. Kimse yardım etmiyor, herkes toplanmış seyrediyor. Ne kadar duygusuz, umursamaz bir toplum olduk, seyrediyorlar! .. ' Taksicinin canı sıkıldı; 'Arabam kan içinde kalacak. ' diye düşündü. Diğer adam devam ediyordu; 'Hele iki araba, yaralıyı almayınca şok oldum, hâlâ inanamıyorum. Düşünebiliyor musunuz? Bir adam kan kaybından ölmek üzere ve iki araba gaza basıp gidiyor. Düşündükçe deli oluyorum. Hah geldik, yaralı olan şu kalabalığın içinde' Taksici yumuşak bir sesle 'Hadi siz yaralıyı getirin, ben de arabanın yönünü çevireyim de vakit kaybı olmasın' 'Tamam' diyerek adam indi, kalabalığın arasına koştu, bağırdı; 'Açılın, açılın taksi geldi' Ama daha yaralının yanına varmadan uzaklaşan araba sesiyle irkildi, hızla döndü; plakası görünmesin diye ışıklarını söndürmüş halde taksinin hızla uzaklaştığını gördü. İçinde birşeylerin koptuğunu hissetti, ağlar gibi bir sesle inledi; 'Yarabbim! .. Yarabbim! .. Ne oldu bize, ne oldu? ' olduğu yere ümitsizce çömeldi.
***** ***** ***** ***** ***** ***** ***** *****
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman