Gözünü okuduğu kitaptan ayırmadan bol köpüklü kahvesinden höpürdeterek bir yudum aldı. Fincanı, aklına gelen bir şeyi not almak için masanın kağıtlarla kaplı olmayan bir tarafına yavaşça koyarak, kurşun kalemle not kağıtlarından birisine yazmaya başladı. Bu akşam ki yaş günü kutlamasını atlama. Yazdıktan sonra kağıtı ekranın alt köşesine yapıştırdı. Kahvesini dudaklarına götürürken de sağ eliyle kitabını tekrar açtı. Gününün çoğu saatleri bilgisayar karşısında geçerdi. Günde iki sabah iki saatte akşam olmak üzere dört saat okurdu. Yazma işine gelince yatmadığı geceler çok olurdu. Onla tanışalı beri korkuyor diye köpeğinden bile vazgeçmişti. Hayatına birden girmiş ve çıkmamıştı,iyi de yapmıştı. Evine kadın eli değdiği
belli olmuş, ev bekar evi dağınıklığından kurtulmuştu. Hayatına yepyeni bir heyecan girdiğinin farkındaydı.
Annesi öldüğünden beri bir kadın şefkati ve sevgisinden mahrumdu. Yurt dışında geçirdiği dokuz yılda bir kere evlenmiş ama ayrı kültürlerden olduklarından mı yoksa benmerkezci oluşundan mı, iki seneden fazla
Yürütememiş ve anlaşarak ayrıldıktan sonra çifte vatandaşlık hakkını da almıştı. Bundan iki yıl sonra kısa
dönem askerlik yaptığı ülkesine dönmek arzusu kaplamıştı yüreğini. Üç aylık sıkı bir çalışmadan sonra
O dilin uluslar arası tercümanlık diplomasıyla yurduna döndü. Çeviri işi epey zamanını alıyordu. Bu arada
Üniversite talebelerine özel dersler verdiği de oluyordu. Çok çalışmasına karşın eline geçen bütün ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyordu. Özel ders almak isteyen bir bayandı gönlünün gardiyanı artık istese de istemese de. Genç kadının girişgenliği, sesindeki özgüven hissi, gülen gözleri, itinalı ve zevkli giyimi genç
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla