Rüzgarın Oğlu (Küçük Dostlar-2)
Aynı mahallede oturan Ali ve Osman, Almanya’ya yeni gelen bir ailenin çocuğu olan Mehmet’i de aralarına almış ve üçü çok iyi arkadaş olmuştu. Ailesi ile Almanya’da yeni bir hayata başlayan Mehmet ise Ali ve Osman sayesinde, sıkıntılı ilk alışma döneminde rahat etmişti. Arkadaşları Almanca öğrenmesine de yardımcı oluyordu. Okul başlamadan Mehmet birkaç cümle kurmaya bile başlamıştı.
Osman’ın güzel bir bisikleti vardı ama Ali’nin ki oldukça güzel, havalı bir bisikletti.. Fakat Mehmet’in ailesi fakirdi, bisiklet alamamıştı.
Mehmet’e bisiklet alamayan babası oldukça üzülmüştü. Bu üzüntüsünü biraz azaltmak için bir tahtanın kenarına taktığı tekerlekler sayesinde ‘tornet’ denen bir oyuncak araç yapmıştı. Mehmet de, arkadaşları da torneti sevmiş ve binmişlerdi. Fakat tornet bisikletin yerini tutmuyordu. Bazen gezmek istiyorlardı ama tornetle gezmek mümkün değildi. Birkaç gün bindikten sonra Mehmet de torneti oynadıkları sahaya getirmez olmuştu zaten. Arkadaşlarının bisikletlerine arada biniyordu.
*** *** *** ***
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.