Yorumcuyla iletişim sağlanınca gerilim arttı. Kulağı içeriden gelen seslere gitse de gözünü canlı yayından ayıramıyordu. Koltuğa gömüldü. Sevdikleriyle birlikte olmanın erincindeydi. Hepsi yan odadaydı.
Oturum sürükleyiciydi. Yine de yoğunlaştırmada yetersizleşiyordu. Yan odadaki sesler nedeniyle tartışmanın bütününü kavrayamamıştı. Önemsemedi, şaşmadı. İçeriye seslenesi geldi. Şu an duyumsadıklarını başka ne sağlayabilirdi! Üstelik nasıl? Giderek çözümsüzleşen televizyondaki sorunlar mı! .. Kıyaslanamazdı. Günlerdir izlemeye isteklendiği belgeselin kanalını, saatini unutmuştu; olağandı. Her şeyi bastıran seslerin tadını doyasıya yaşamalıydı. Gözlerini yumdu. Tasarısı gerçekleşiyordu.
Onlarcasının; kimlerin sığdığı o küçücük oda! .. Oradan taşan, onu doyuran sesler...
Doğruldu. Sesler gürültüye dönüşmüştü. İsteksizce terliklerini giydi. Yan odaya geçip başıboş televizyonu kapattı. Düşlemlerinin biri bitmişti. Beklenilenden çok daha kısa sürede. Amacına erişebilmiş miydi? Tümüyle olmasa da... Hoşnut gibiydi. Koltuğuna döndüğünde belgesel yeni başlamıştı.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta