OLDU MU YANİ
Urla’ yı çok severim. İskelesi, Çeşme altı ve koylarıyla, tarihi ve otantik dokusu ile bekâretini korumaya çalışan bir Ege ilçesi. Ilıman iklimi, organik pazarları, tertemiz denizi ve kente yakınlığı ile yazlıkçıların gözdesi. İzmir’ de yazlık lüks değil, gereksinim sanki. Şehrin yoğun trafiğinden ve bunaltıcı sıcağından kaçtığımızda gidebileceğimiz bir fakirhanemiz var. Fakirhane ne ki? Aslolan gönüllerin zenginliği değil mi? Hele sabah serinliğinde martı çığlıkları, kuş sesleri arasında yürümek bir başka güzel. Galiba biraz dikkatli bir gözlemciyim. İşte bir yürüyüş izlenimim. Ben gördüğümü yazdım. Yine de karar sizin…
Yazlıkta, yürüyüş yolumda bir taş ev vardı şirince. Denize inen dar yolun başında bir levha vardı. “Sevda Sokağı” yazıyordu sadece. Takılmıştım bu isme… Fazla büyük değildi ev. Tek katlı fakat genişçe. Arka bahçesinde yaşlı ceviz ağacı, davetkâr bir asma altı. Denize bakan geniş balkonda rengârenk, çeşit çeşit rüzgâr çanları yılların sevda masallarını anlatırdı, ahh… Duvarların dili olsaydı.
Hanımeliler, yaseminler mis gibi kokar, sokağa taşardı akşamsefaları. Bahçe masasında en güzel örtüler, üzerinde hep taze çiçekler vardı. Öyle çok çiçek vardı ki bahçede. Gölgeye kurulmuş bir hamaksa yalnızlığına ağlardı.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sade hoş anlatımınızı kutluyorum.
Çalışmanızı ve maharetli kaleminizi tebrik eder, esenlikler dilerim.
Değerli kaleminizden güzel bir öykü okudum. Sizi tebrik ederim. Hayırlı olsun. Saygı ve selamlarımla.
Sevgili Naime hanımcım öykünüz çok güzeldi kutlarım,içinden dersler çıkarmış olmamız lazım.Anlatım da kusursuzdu yüreğinize sağlık.Ayrıca yeni çıkan kitabınızdan dolayı da sizi kutlarım.Hayırlı ve uğurlu olsun dileklerimle
sevgilerimle
ZHE
Hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değil aslında ; sahip olduklarımız ,sahip olamadıklarımız,sahibi olduğumuzu sandıklarımız... Her şeyden habersiz geçip giden zaman kavramının somuttan soyuta akışı içinde , öykünün okuruna öğütlediği gerçek; FARKINDALIKtı ...Kutluyorum kaleminizi ,kitabınızı sevgili Naime hanım .Bol okurlu olsun kitabınız...Sevgiyle
Çok güzeldi..
Kutluyorum usta kaleminizi sevgili Naime Öğretmenim,
Nicelerine dileklerimle..
Saygı ve Selamlarımla..
GÜNLÜK HAYATTA SIKLIKLA KARŞILAŞTIĞIMIZ HATTA BAZEN KENDİMİZİNDE KAPILDIĞI ÖN YARGININ NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNU ÇOK TATLI BİR DİLLE ANLATAN ÇOK GÜZEL BİR ÖYKÜ KUTLARIM KİTABINIZ TEKRAR HAYIRLI OLSUN SAYGILARIMLA
Tebriklerimle, kaleminiz var, başarılarınız daim olsun.
Öncelikle kitabınızı kutlarım canım arkadaşım. Alıp okumak isterim. Yolu açık olsun diyerek. Çok sevindim çok.
Öyküye gelince nasıl da akıcıydı. Beğeniyle okudum. ,Ama adamcağızın günahını aldım, hem de ağzındaki sakızı olur olmaz patlatan bir kız diye de düşündüm. O sakız var ya beni deli eder zaten...
Sonra da ön yargılarımızı düşündüm. Ne çabuk insan harcattığını. Adamcağızdan nedeyse 'hakkını helal etmesini' isteyecektim..
Halbuki benim giriş kapımda iri harflerle yazılmış bir Kızılderili atasözü vardır. Girip çıkarken okurum. Orda :
'Birisini yargılamadan önce üç güneş batımı onun makosenleriyle yürü'_______
Yazar,yazmasına da...Demek ki yürüyememişim.
Şaka bi yana, beğeniyle okudum. Yolun hep açık olsun canım. Kocaman sevgiler , selamlar sana. Hayırlı olsun.Güzellikler dilerim.
Ah Naime hanım, ne yapıp ne ettiniz, adamcağızı önce manen, donra da madden yok ettiniz...:))
Taşlı bir erkek olarak, gocundum sanırım:))
Şaka bir yana, çok tatlı tatlı anlatmışsınız, okurken yaşadım sanki sahneleri, neredeyse, çiçeklerin kokusu gelecekti burnuma...
Usta kaleminizi gönülden kutluyorum,
saygım ve sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 72 tane yorum bulunmakta