Öykü I Zeliha Şiiri - Yorumlar

Nihat Yücel
232

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Zeliha sabaha karşı birden yekindi, kalktı yatağından.Bir ses mi duymuştu ne? Yoksa yanılıyor muydu? Bu kaçıncı yatağından irkilerek kalkmasıydı, bilmiyordu. Uzaklardan gittikçe çoğalarak, yankılanarak kendisine ulaşan ses yabancı gelmiyordu. Önce pek kestiremedi. İçini kemiren bir duyguyla odadan dışarı çıktı. Çevresini dinledi. Hiçbir ses duyulmuyordu. Endişeliydi. Bir çırpıda damın merdiveninden dama ulaştı. Damın ucuna kadar geldi. İleriye mezarlığın üst tarafından geçen yola baktı. Sabaha karşı her tarafı sis bastırmıştı. Gözlerini kıstı. Bir elini gözlerinin üstünde tutarak, bütün dikkatiyle mezarlığın üstündeki yola bakıyordu. Birisini bekliyor gibiydi. Birden içinde bir ürperti duydu. Mezarlığın üst tarafında bir karaltı vardı. Bunun bir armut ağacı olduğunu anlayıncaya kadar sürdü sevinci. Armut ağacının orda olduğunu biliyordu oysa. Sarsılmıştı. Bir umutsuzluk çöktü içine, gidip loğun üstüne oturdu. Taş buz gibiydi. Sabaha karşı düşen çığ damı ıslatmıştı. Damın üstünde ve saçaklarında, yeni sararmnaya başlayan küçük yeşil otları görüyordu. Bakışlarını armut ağacına dikti.

Kuzeydeki dağın etekleri dar bir boğazdan geçtikten sonra, aşağıya doğru kayardı. Dağdan gelen rüzgar bu yamaçları yalayarak giderdi. Dalları çalıya benzeyen armut ağacı bu rüzgara karşı boynunu bükmüş gibi dururdu. Armut ağacının kaç yaşında olduğunu bilmezdi Zeliha. Kendisi bir çocukken bile bu armut ağacı vardı. Şimdiye dek merakta etmemişti. Armut ağacının kaç yaşında olduğunu. Çok yaşlı olması gerekirdi. Gövdesinin bir kısmı çürümeye yüz tutmuştu. Yine de ayakta kalmak için gösterdiği çabaları görüyordu armut ağacında. Mezarlığın üst kıyısında, ayakta durmaya çalışan armut ağacının yanında iki küçük armut ağacı daha vardı. Ağaçlar mezarlığın sessizliğini bozmak istemiyor gibiydiler. Rüzgara karşı suskun ve ürkek duruyorlardı.

Zeliha, bakışlarını sağa güneye, ileriye doğru uzattı. Bağlar deresinin sisi tepelere kadar uzanıyordu. Tepeler sisin içinde belli belirsiz gözüküyordu. Sis yavaş yavaş dağılmaya başladığında, tepeler birbiri ardınca büyüyerek, çıplak dağlara doğru uzanıyordu.

İşte şehir bu çıplak dağların ardındaydı. Zeliha’nın içinde bir sevinç dalgası kabardı. Ne zaman şehir aklına düşse, bir çocuk gibi seviniyordu. Bu hep böyle oluyordu. Sevinçten yerinde duramıyordu.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta