şimdi hüznümü vermem kimseye
bana lazım
sevdayı katla şimdi sırası değil
sözünde dur ve sok cebine elini
üçlü bir tragedyadayız
Sende bu yükseklik korkusu,
boşluğunun kıyısından geçmişe baktığın gün mü başladı
oturduğun yerden seyrettiğin kuşlar bile ürpertiyor içini.
İçin ki uğultulu bir orman. Ruhunu çizen, kanatan dallar ve rüzgar...
- Ah! kalbin sürgün günlerinden kalma hüzün
diyorsun
Bir aşklık yer aradık güvertede iliştik
ayışığına tuttuk yüzümüzü.
Uçuştu
saçlarımıza serpiştirilmiş tek tük ağarmış tel
açık kalmış göğün penceresinden.
Göğsümden geçerdi göç yolları kuşların. Yaşadım mı, düş mü,
hayal mi ne kadar uzak. Bir başka kalpteki yerin kadardı hayat.
Neyin peşine takılıp geldim bu bilinmeyen yere
unutmanın sisini aralayan şaman!
Ey Kuzey yıldızı!
Gece sessiz. Sızıyor balkondan odaya usul kalp atışları şehrin
unutulup gidecek yaşanan bu an´da zamanın bulanık sularında.
Ey! Dünden bugüne taşınmış
eşsiz kederiyle kabul gören geçmiş.
Yazdım, harf harf yazdım yeryüzünün kalbine,
Sarılır uyur incecik bir yağmura gecenin üstünü örttüğü sokak,
gelir, usul kanatlarıyla küçük beyaz bir peri,
fısıldar ilk dizeyi.
Parmaklarında kırık harf izleri,
kırk çölü aştın, kırk dağı bıraktın da geride, sınandın
Aynadaki yüzümle gittim bırakıp hüznümü aynada
şimdi kendini seyrediyor herkes hüznün aynasında.
İşte güz! Vakit dar
giderek eksilirken içimde bir şeyler, baktım eskimiş
yalnızlık da.
1.
Kararsız bir yağmurun sıkıntısı desem değil,
bir başka şey bu, ama ne. Tanımlamak gerekirse, ezberini unutmuş bir çocuğun
alnından öpen
hüzün.
Kendi rüzgârında savrulan bir hayat bu benimkisi
öyle usul, sessiz, belli belirsiz.
Gün günden çoğalırken içi boş bir ev şimdi şehrim
sokaksa, kimi kimsesi kalmamış
Şehri baştanbaşa dolaşan gecenin ayak izleri karda, şehir ki
henüz temize çekilmemiş bir şiirdi gecede
evler sığındı birbirine.
Avcumda üşümüş elleri odamda sabahladı bir peri
uyudu uyandı eşya
bölük-pörçük oldu sanat
ayaklara düştü şiir
yaşamak için
dilenci oldu şair.
bak okuyamıyorum işte. 30 sene önce tanımıştım.
bir hayran kisvesiyle, sokulup neler sormuştum.
şairdi, şiire aşıktı.
yağmacılardan, doymak bilmez beleşçilerden kurtaramayınca kendini böl ...